Suriye'nin kuzeyinde isyancıların kontrolündeki bazı kentlerde Türkiye karşıtı eylemler yapıldığı ve çatışmaların yaşandığı bildirildi.

Çatışmalarda ölen ve yaralananlar olduğu açıklandı.

Suriye'nin kuzeyi Türkiye'nin, uzun süredir 30 kilometre derinliğinde "güvenli bölge" oluşturma hedefiyle askeri varlığını güçlü tuttuğu bir alan.

Türkiye tarafından yapılan açıklamalarda gerek Türkiye'de gerek Suriye'de yaşanan olayların "provokasyon" niteliği taşıdığı vurgulandı.

Uluslararası ajanslar Suriye'nin kuzeyindeki Afrin, El Bab ve Azez'in dahil olduğu kentlerden 1 Temmuz'dan bu yana yaşanan olaylara ait görüntüler aktarıyor.

Geçilen fotoğraflarda yakılan ve zarar verilen TIR'lar bulunuyor.

AFP haber ajansının El Bab'dan geçtiği görüntülerde farklı noktalarda araçların yakıldığı ve binalara zarar verildiği görülüyor.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi 2 Temmuz'da çatışmaların en şiddetli yaşandığı Afrin'de beşi "eski savaşçı" olan altı kişinin öldürüldüğünü açıkladı. Buna göre 20'ye yakın kişi de yaralandı.

Milli Savunma Bakanlığı (MSB) da aynı tarihte "Suriye'nin kuzeyi ve Zeytin Dalı bölgelerindeki 3 PKK/YPG'li terörist, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından etkisiz hâle getirildi" açıklamasını yaptı.

MSB, 3 Temmuz'da yaptığı duyuruda "Barış Pınarı bölgesine saldırı hazırlığı yapan 5 PKK/YPG'li terörist etkisiz hale getirildi" dedi.

AFP'nin 2 Temmuz'da Afrin'den geçtiği görüntülerde çatışmalarda öldürüldüğü belirtilen Suriyeliler için cenaze töreni düzenlendiği görülüyor.

Türkiye, Pazartesi gecesi Bab el-Hava Sınır Kapısının güvenlik gerekçesiyle "bir sonraki uyarıya kadar" kapatılmasına karar verdi.

Sınır kapısının resmi sosyal medya hesaplarına göre, Bab el-Hava kapısı Çarşamba günü geçişlere açılarak, normale döndü.

Türkiye'nin bölgedeki bazı askeri üsleri çevresinde de toplanılmış, hedef alınan binalar arasında PTT bürolarının da olduğu kaydedilmişti.

El Bab'daki olayların büyümesi sonrası Türk güvenlik birimleri, bölgeye takviye kuvvet göndermişti.

Suriye'nin kuzeyindeki eylemlerin sebebi ne?

BBC İzleme Servisi'ne göre kuzeydeki Halep ve İdlib kentlerinde 1 Temmuz'da başlayan protestoların iki ana sebebi var.

İlki 30 Haziran'da Kayseri'de Suriyelileri hedef alan eylemlerin başlaması.

Kayseri’de Suriye uyruklu olduğu açıklanan bir kişi, küçük yaştaki bir kız çocuğunu taciz ettiği iddiasıyla tutuklanmıştı.

İddia sonrasında Pazar gecesi Kayseri'de başlayan şiddet olayları farklı kentlere sıçramıştı.

Hatay, Gaziantep, Konya, Bursa ve İstanbul'da yaşanan eylemlerin ardından İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Türkiye genelinde 474 kişinin gözaltına alındığını açıklamıştı.

Protestoların ikinci nedeninin ise Türkiye ve Suriye arasındaki normalleşme sürecine ilişkin müzakerelerin yeniden gündeme gelmesinin olduğu bildiriliyor.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Çarşamba günü Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığı görüşme, Erdoğan ve Esad arasındaki olası görüşme bağlamında önemli görülüyor.

Erdoğan ve Esad'ın geçen hafta yaptığı açıklamalar, 2022 sonunda başlayan ancak geçen yıl kesilen Ankara-Şam normalleşme süreci açısından yeni bir dönemin başlayabileceğini göstermişti.

Muhalefetten hükümet politikalarına tepki

Türkiye'de bazı kentlerden ve Suriye'nin kuzeyinden gelen şiddet görüntülerine muhalefet tepki gösterdi.

CHP'nin Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel hükümetin Suriye politikasıyla ilgili bazı eleştiri ve önerilerini açıkladı.

CHP'nin resmi X sosyal medya hesabından da paylaşılan 10 maddelik değerlendirmede, "Türkiye’nin Ortadoğu politikası, Suriye politikası ve sığınmacı politikası çökmüştür, iflas etmiştir" tespiti yer aldı.

"Krizin" sorumlusunun hükümet olduğunu savunan CHP, "Erdoğan izlediği politikayla Suriye’nin yıkımına neden olurken ve Türkiye’yi dünyanın sığınmacı deposu haline getirirken, bir de bu insanların hayatı üzerinden Avrupa ile pazarlık yapmaktan çekinmemiştir" mesajı verdi.

Hükümete tepki gösteren DEM Parti de hükümete Suriye'de "Kürt halkının iradesiyle" görüşme çağrısında bulundu.

Salı günü DEM Parti'nin Meclisteki grup toplantısında konuşan Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Türkiye resmi olarak Suriye ile görüşmelidir. Esad ile de görüşmelidir ama bu görüşmeler gerçekleşeceği zaman orada yaşayan Kürt halkının iradesi ile de görüşmelidir" dedi.

Hatimoğlluları, "Şam ile anlaşmanın en sahici" yolunun Kamışlı ve Kobani'den geçtiğini vurguladı.

Erdoğan: Suriye'nin kuzeyine 670 bin kişi geri döndü

Muhalefetin bu eleştirilerine yanıt ise Dışişleri Bakanlığı'ndan geldi.

Bakanlık 3 Temmuz'da yaptığı yazılı açıklamada, "Ortadoğu ve Suriye politikamıza yönelik ortaya atılan iddialar, herhangi bir analitik nitelik taşımadığı gibi temel tarih bilgisinden dahi yoksundur" ifadeleri kullanıldı.

Muhalefetin eleştirilerinin "yapıcı" olarak değerlendirilemeyeceğini söyleyen Bakanlık açıklamasında, "siyasi rant uğruna gerçeklerin çarpıtılması ve ideolojik bağnazlığa dayalı ithamlarda bulunulması bu kapsamda değerlendirilemez" denildi.

Kayseri'de ve Suriye'nin kuzeyinde yaşananlar 2 Temmuz'daki Kabine toplantısı sonrasında gündemi değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarında da yer buldu.

Türkiye'deki ve Suriye'deki eylemleri provakasyon olarak nitelendiren Erdoğan, "Türkiye'nin Suriye'deki mevcudiyeti, teröristan kurma planlarının önündeki en büyük bariyerdir" dedi.

Erdoğan Suriye'nin kuzeyine halihazırda 670 bin kişinin geri döndüğünü söyledi ve normalleşme sürecinin Suriyelilerin geri dönüşünü hızlandıracağını savundu.

Erdoğan, sığınmacılar konusunu "önyargılar ve korkular temelinde" değil, "ülkemizin ve ekonomimizin gerçekleri" temelinde "akıllı, insani, vicdani bir çerçevede" çözüme kavuşturacaklarını söyledi.

Dışişleri Bakanlığıda bundan önceki açıklamalarında Kayseri’de yaşanan olayların, Türkiye sınırı dışında “provokasyonlara malzeme yapıldığı” belirtmişti.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da görüntülerle ilgili soruşturma başlatıldığını duyurmuştu.

Tunç, "Devletin Egemenlik Alametlerini Aşağılamak" suçundan soruşturma açıldığını kaydetmişti.

Suriye'nin kuzeyinde etkili olan HTŞ'den 'itidal' çağrısı

Suriye’nin kuzeyinde isyancıların elindeki bölgelerde tırmanan Türkiye karşıtı eylemlerin ardından bu bölgelerde etkili olan silahlı İslamcı gruplardan Heyet Tahrir el Şam ve onun siyasi-sivil kolu Kurtuluş Hükümeti (KH) hızla "sükunet ve "itidal" çağrısı yaptı.

BBC İzleme Servisine göre KH tarafından 1 Temmuz'da üç farklı açıklama yayımlandı.

Golbol Kadın Milli Takımı üst üste 3. kez şampiyon Golbol Kadın Milli Takımı üst üste 3. kez şampiyon

Açıklamalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın göçmenlere yönelik ırkçılığın kışkırtılmasını kınadığı konuşma ve Türkiye'de eylemlerle ilgili yapılan gözaltılar övüldü.

Grubun son açıklamasında, Türk ordusuna "(Suriye) devrimini desteklemesi" nedeniyle şükran dilekleri iletildi.

Türk bayrağı ve birliklerinin aşağılandığı şiddet eylemleri kınanarak bunların, "devrim prensipleriyle uyuşmadığı" belirtildi.

HTŞ'nin müttefiki olan bir diğer İslamcı isyancı grup Ahrar uş-Şam da Türkiye karşıtı eylemleri kınadı.

Kaynak: Haber Merkezi