VİYANA - SNmedia.at/Prenses Diana’nın ölümünün 28. yıl dönümünde hem Paris’teki trajik son gece hem de geçtiğimiz aylarda ortaya atılan gizli vasiyet iddiası gündeme oturdu.
Buyurun, önce tarihin tozlu sayfalarını aralayıp şok etkisi yaratan o geceyi hatırlayalım. Sonra da 28. yıl dönümünden biraz önce bulunduğu iddia edilen ve Elizabeth'ten Camilla'ya oğullarından büyük aşkına bıraktığı iddia edilen mesajları beraber inceleyelim.
O sadece bir kraliyet üyesi değil, İngiltere için umudun, modernliğin ve insani duyguların sembolüydü. Gülüşüyle tüm dünyayı etkileyen, mayın tarlalarında yürüyerek savaş karşıtı mesaj veren, AIDS hastalarının elini tutarak ön yargıları yıkan, çocuk hastanelerine yaptığı desteklerle yüzlerce hayata dokunan o kadındı Diana.
Fakat Diana'nın ışığı 31 Ağustos 1997 gecesi Paris’te bir tünelde sonsuza dek söndü...
İngiliz halkı onu hâlâ özlemle anarken, akıllarda hep aynı soru kaldı: Eğer Diana hayatta olsaydı, bugün monarşi bambaşka bir yerde olmaz mıydı?
Kraliçe Elizabeth’in katı protokollerinin ötesine geçen, Charles’ın “unutulmaz hataları”nın ve Camilla gölgesinin çok ötesinde bir figürdü Diana. Onu farklı kılan da buydu: Saray tarafından törpülenmeye çalışıldıkça, halkın gözünde daha da büyüyen, bir masal kahramanı, prensesi haline gelmişti.
Charles’ın Camilla’ya olan “bitmeyen aşkı” yüzünden darmadağın olan evlilik, Diana için ilişki açısından değil ama kraliyette boşanmayı meşrulaştıran bir hamle olduğu için acı dolu bir kapanış olmuştu.
Charles–Camilla hikâyesinin gölgesi, Diana’nın “Bu evlilikte üç kişiydik, biraz kalabalıktı” sözleriyle çoktan tarihe kazınmıştı; Diana unvanını kaybetmişti ama halkın kalbindeki yeri baki kaldı.
Saraydan aldığı darbeler yetmezmiş gibi, boşandıktan sonra peşini bırakmayan paparazziler ve protokol baskısı, onun hayatını sürekli gölge gibi izliyordu. Üstelik herkes bunun arkasında Kraliçe Elizabeth’in Diana takıntısının olduğunu konuşuyordu. Ama Diana tüm bu yükün altında ezilmek yerine, kendi yolunu çizmeyi seçti.
Saray onu susturmaya çalıştıkça, Diana dünyanın gözünde bir “modern kahramana” dönüştü.
Habere göre, Kensington Sarayı’nda görevli bir temizlikçi yıllardır açılmamış bir çekmeceyi kurcalarken, tozlu kağıtların arasında Prenses Diana’ya ait el yazısıyla yazılmış gizemli bir vasiyet buldu.
Basına yansıyan vasiyetten ayrı olarak Diana'nın bir gün bulunması umuduyla sakladığı iddia edilen gizli vasiyet, kısa sürede RadarOnline ve Inquisitr gibi sitelerde de geniş yer buldu. Fakat kraliyet kulislerini rahatsız ettiği için herhangi bir ciddi kaynakta yer bulamadı.
İddiaya göre gizli vasiyeti bulan görevli kadın, satırları okumaya başlayınca şok geçirip bayıldı. Belge saray koridorlarına taşınınca ise kraliyet kulislerinden birinin ağzından şu cümle döküldü: “Bu her şeyi değiştirir!”