VİYANA - SNmedia.at/ Süreçte bir engel çıkmaz ve Cumhurbaşkanı yasayı imzalarsa Letonya, Türkiye'nin 2021'de çekildiği sözleşmeden ayrılan ilk Avrupa Birliği (AB) üyesi olacak.
Başbakan Evika Silina liderliğindeki koalisyonda yer alan Yeni Birlik ve İlericiler adlı partiler İstanbul Sözleşmesi'nden yana olsalar da bu durum parlamentoda ayrılma kararının alınmasını engelleyemedi.
AB ülkelerinin, Avrupa Konseyi'nin ve insan hakları örgütlerinin telkinleri ve 29 Ekim'de düzenlenen protesto eylemi sonucu değiştirmedi.
Letonya parlamentosunda yapılan oylamada 32'ye karşı 56 oyla çekilme yönündeki yasa kabul edildi.
'Letonya'nın geleneksel değerlerine aykırı'
İstanbul Sözleşmesi'nin resmi adı "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi".
Sözleşmeden çıkılmasından yana olanlar belgenin Letonya'nın geleneksel değerlerine aykırı olan bir cinsiyet kavramı içerdiği ve günlük yaşama müdahale eden yabancı bir ideolojinin söz konusu olduğu tezlerini işliyorlar.
Sözleşmeyle "anormalin norm haline geldiği" ve "mevcut ulusal yasaların cinsiyete dayalı şiddeti ele almak için yeterli olduğu" sıkça yapılan vurgular arasında.
Avrupa Konseyi, Türkiye'nin aralarında bulunduğu bazı ülkelerde geçmişte yaşanan tartışmalarda da gündeme gelen bu iddiaları reddederek, belgenin cinsel kimlik veya yönelim konusunda yeni bir norm getirmediğini belirtmişti.
Türkiye'de gerek çekilme kararının alındığı dönemde gerekse sonrasında yoğun şekilde tartışılan İstanbul Sözleşmesi, kadınları toplumda her gün karşılaştıkları şiddete karşı koruma amaçlı uluslararası çabalarda altın standart olarak kabul görüyor.
Şimdi ne olacak?
Parlamentonun İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmeye ilişkin kararının yürürlüğe girmesi için Letonya Cumhurbaşkanı Edgars Rinkevics'in imzası gerekiyor.
Rinkevics'in karar vermek için on gün süresi var.
Cumhurbaşkanı, gerekçeli itirazlarıyla birlikte yasayı parlamentoya geri gönderebilir.
Bu durumda ilgili komite, değişiklik önergeleri verilmesi ve yasanın yeniden incelenmesi için son tarihi belirlemek zorunda.
Parlamento herhangi bir değişiklik yapmazsa Cumhurbaşkanı'nın tekrar itiraz hakkı yok.
Bununla birlikte parlamentonun en az üçte birinden talep gelmesi durumunda yeni yasanın yayınlanmasını iki ay erteleyebilir.
Askıya alma yolu seçilirse, son parlamento seçimlerinde oy kullanma hakkına sahip vatandaşların en az onda birinin oyuyla referanduma gidilebilir.
Bir başka yol ise Anayasa Mahkemesi'nin devreye sokulması.
İlk ayrılan Türkiye oldu
Avrupa Konseyi'nin 38 üyesinde yürürlükte olan, AB'nin de kurumsal olarak onaylayıp yürürlüğe soktuğu İstanbul Sözleşmesi, Türkiye'nin Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Dönem Başkanı olduğu sırada, 2011'de imzaya açıldı.
Türkiye, belgenin oluşmasına her düzeyde önemli katkı sundu ve İstanbul'da imzaya açılması için büyük çaba harcadı.
Belgeyi 11 Mayıs 2011'de ilk imzalayan ve 14 Mart 2012'te ilk onaylayan Avrupa Konseyi üyesi olan Türkiye, 22 Mart 2021'de sözleşmeden çekilerek de bir ilke imza attı.
Avrupa Konseyi üyeleri arasında sözleşmeyi imzalamayan tek ülke Azerbaycan.
İmzalayıp da onaylamayanlarda AB ülkelerinin çoğunlukta olması dikkat çekiyor.
Bu ülkeler Bulgaristan, Çekya, Litvanya, Macaristan ve Slovakya.
AB üyesi olmayıp da imzalayan ancak onaylamayan tek ülke ise Ermenistan.
Hangi ülkelerde tartışılıyor?
İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin tartışmalar zaman zaman alevleniyor.
Türkiye'nin çekilme kararı gerek Avrupa Konseyi'nde gerekse AB'de yoğun tartışmalara ve eleştirilere neden olmuştu.
Polonya da 2020'de çekilme tartışmasının yoğun şekilde yaşandığı ülkelerden biri oldu.
O dönem iktidarda olan hükümet sözleşmeden çekilme eğilimini açıkladı ancak sonrasında bu doğrultuda bir adım atmadı.
2023'te yapılan seçimler sonrasında Donald Tusk liderliğinde bir hükümet kurulmasının ardından çekilme konusu iktidarın gündeminden çıktı.
Belgeye ilişkin yoğun tartışmaların yaşandığı bir başka ülke de Çekya.
Çekya'da 2024'te yapılan oylamadan olumsuz sonuç çıktı ve sözleşme onaylanmadı.
Çekya'daki bir durumun benzeri de Viktor Orban'ın iktidarda olduğu Macaristan'da yaşandı.
Macaristan parlamentosu 2020'de İstanbul Sözleşmesi'nin onaylanmasına ilişkin oylamada, hükümetin söz konusu belgenin "yıkıcı cinsiyet ideolojilerini ve yasa dışı göçü" teşvik ettiğini savunan bildirisini destekledi.
 
             
             
                             
                             
                            




 
         
         
         
         
         
         
                         
                                     
                                     
                             
                             
                                         
                             
                            