VİYANA - SNmedia.at/Fransa’daki siyasi ve ekonomik kriz henüz AB genelinde alarm zillerini çaldırmış değil, ancak krizin uzaması halinde Euro Bölgesi’nin büyüme beklentilerini ve birliğin 2 trilyon euroluk uzun vadeli bütçe müzakerelerini etkileyebileceğine dair endişeler artıyor.
Başbakan Sebastien Lecornu’nun hükümeti, pazartesi sabahından itibaren “geçici” konumda. Kabinenin açıklanmasından 24 saatten kısa süre sonra çökmesi, Paris’te ciddi bir siyasi krize yol açtı.
Krizin merkezinde, ülkenin zor durumda olan maliyesini nasıl düzene sokulacağı konusundaki anlaşmazlıklar bulunuyor. Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Mayıs 2022’de başlayan ikinci döneminde beşinci başbakanını da kaybetmiş oldu. Bu siyasi çıkmaz, borsalarda düşüşe ve devlet tahvili getirilerinde artışa yol açarak ekonomiyi etkilemeye başladı.
Üç hafta önce kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Fransa’nın notunu A+ seviyesine düşürmüştü. Kuruluş, hükümetin GSYİH’nin yüzde 5,4’ü civarındaki bütçe açığını, AB’nin yüzde 3’lük kuralına indirme kapasitesinden şüphe duyduğunu belirtmişti. Moody’s ve Standard & Poor’s da önümüzdeki haftalarda değerlendirmelerini güncelleyecek.
Avrupa Politika Merkezi’nden Philipp Lausberg, Euronews’e yaptığı açıklamada, benzer not indirimlerinin “tahvil getirilerinde ve faiz farklarında daha fazla artışa yol açabileceğini” belirtti. Lausberg’e göre, “AB’nin ve Euro Bölgesi’nin ikinci büyük ekonomisi olarak Fransa’daki bu durumun etkileri yalnızca ülke içinde değil, tüm Avrupa’da hissedilecektir.”
Yine de uzmanlar şimdilik sınır ötesi bir yayılma riskinin düşük olduğunu vurguluyor. Lausberg, Fransız ekonomisinin halen “oldukça dayanıklı” olduğunu ve siyasi durum kısa sürede istikrara kavuşursa Euro Bölgesi üzerindeki etkinin “önemsiz” kalacağını söylüyor.