VİYANA -SNmedia.at/Uzunlukları 3,5 metre ila bir metre arasında değişen bu ağaçlar (karaçam, meşe, kızılağaç, çam, ladin ve karaağaç) yüzyıllardır taş sarayları ve yüksek çan kulelerini ayakta tutuyor.
Fizik biliminin ve doğanın gücünü kullanan gerçek bir mühendislik harikası sunuyor.
İsviçre'nin Zürih kentindeki ETH Üniversitesi'nde Jeomekanik ve Jeosistem Mühendisliği alanında Prof. Alexander Puzrin, "Günümüzde beton veya çelik kazıklar 50 yıl dayanacak şekilde tasarlanıyor" diyor.
"Elbette daha uzun ömürlü olabilirler ama konut ve endüstriyel yapılar inşa ettiğimizde standart ömür 50 yıldır" diye ekliyor.
Venedik'in kazık tekniği, geometrisi, dayanıklılığı ve muazzam ölçeğiyle büyüleyici görülüyor.
Şehrin altında tam olarak kaç milyon kazık bulunduğu bilinmiyor ancak sadece Rialto Köprüsü'nün temelinde 14 bin adet sıkıca yerleştirilmiş ahşap direk var.
MS 832 yılında inşa edilen San Marco Bazilikası'nın altında ise 10 bin meşe ağacı bulunuyor.
Nasıl inşa edildi?
Kazıklar, yapının dış kenarından başlanarak temelin merkezine doğru spiral şeklinde çakılmış durumda. Genellikle metrekareye dokuz kazık düşüyor ve bunlar mümkün olduğunca derine iniyor.
Çakma işleminin ardından kazıkların başları kesilerek deniz seviyesinin altında düzgün bir yüzey elde edilirdi.
En üste ise çapraz biçimde zatteroni (panolar) veya madieri (kirişler) olmak üzere ahşap yapılar yerleştirilirdi.
Bu ahşap temelin üzerine işçiler binanın taşlarını örerdi.
Venedik Cumhuriyeti, inşaat ve gemiler için yeterli odun sağlamak amacıyla ormanlarını kısa sürede korumaya aldı.
İtalya Ulusal Araştırma Konseyi'ne bağlı Biyoekonomi Enstitüsü'nün Araştırma Direktörü Nicola Macchioni, ağaç yetiştirme uygulamasına atıfta bulunarak, "Venedik ormancılığı icat etti" diyor.
Venedik, ahşap kazıkları üzerine kurulmuş tek şehir değil ancak onu benzersiz kılan önemli farklılıklar da var.
Amsterdam kısmen ahşap kazıklar üzerine inşa edilmiş bir başka şehir.
Kentte ve diğer birçok Kuzey Avrupa şehrinde, kazıklar en derindeki kaya tabana ulaşıyor. Yüksek sütunlar veya bir masanın ayakları işlevi görüyorlar.
ABD'deki Illinois Üniversitesi'nde mimarlık alanında Prof. Thomas Leslie, bu temellerin inşasıyla ilgili olarak, "Kaya yüzeye yakınsa sorun olmuyordu" diyor.
Leslie'nin yaşadığı ABD'deki Michigan Gölü kıyısında, kayaların 30 metre derinde olduğu düşünülüyor.
"Bu kadar büyük ağaçlar bulmak zor olmalı, değil mi? 1880'lerde Chicago'da bir ağaç gövdesini diğerinin üzerinde sürmeye çalıştıkları ve tahmin edebileceğiniz gibi bunun işe yaramadığı hikayeleri vardı. Sonunda, toprağın sürtünmesini kullanabileceklerini fark ettiler" diyor.
Prensip, mümkün olduğunca çok kazık çakılarak, kazıklar ile toprak arasındaki sürtünmenin önemli ölçüde artırılması yoluyla toprağı güçlendirme fikrine dayanıyor.