Eski Mısır metinleri, mumyalanmış firavunun mezarını açan eden herkesi 'hiçbir doktorun teşhis edemeyeceği bir hastalıktan ölmekle' tehdit ediyordu; ancak Fellowes ölümlerin ardında biyolojik bir neden olduğunu öne sürüyor.

Yapılan çalışma, ölümlerin nedeninin kasa içine kasıtlı olarak konulan zehirli atıklar ve doğal elementlerden kaynaklanan radyasyon zehirlenmesi olduğunu belirledi.

Bilim insanı ekosistemi gözlemlemek için ıssız adada 8 ay tek başına kalacak Bilim insanı ekosistemi gözlemlemek için ıssız adada 8 ay tek başına kalacak

DOĞAÜSTÜ BİR ŞEKİLDE DEĞİL BİLYOLOJİK OLARAK LANETLENDİ

Teori, mezarın bazı Eski Mısırbilimcilerin öne sürdüğü gibi doğaüstü bir şekilde değil, kasıtlı ve biyolojik olarak 'lanetlendiğini' öne sürüyor.

Söz konusu maddelere maruz kalmak, 100 yıldan daha uzun bir süre önce Tutankamon'un mezarını ilk kez keşfeden arkeolog Howard Carter'ın hayatına mal olan kanser gibi hastalıklara yol açmış olabilir.

Arkeolog Carter, bağışıklık sistemini etkileyen Hodgkin lenfoma hastalığıyla uzun süre mücadele ettikten sonra 1939 yılında kalp krizinden öldü ve kanserin nedeninin radyasyon zehirlenmesi olduğu belirtiliyor.

Tutankhamon'un mezarının ortaya çıkarılmasına katkıda hulunan Carnarvon Kontu George Herbert de Carnarvon da keşiften beş ay sonra kan zehirlenmesinden öldü.

MEZARIN AÇILMASINDAN SONRA KAHİRE'DEKİ TÜM IŞIKLAR SÖNDÜ

İngiliz Dailymail gazetesinde yer alan habere göre, mezarın açılmasından kısa bir süre sonra kısa süreli bir elektrik kesintisi yaşandı ve Kahire'deki tüm ışıklar söndü.

Carnarvon'un oğlu da keşif sırasında köpeğinin ulumaya başladığını ve aniden öldüğünü iddia ediyor.

Kazıya katılan diğer kişiler de boğulma, felç, diyabet, kalp yetmezliği, zatürre, zehirlenme, sıtma gibi nedenlerle 50'li yaşlarında hayatlarını kaybetti.

Mezarın açılışına katılan İngiliz Mısırbilimci Arthur Weigall da 54 yaşında kanserden hayatını kaybetti.

Mısır'daki diğer mezarların içinde bulunan yazıtlar,o dönemki insanların söz konusu toksinler hakkında bilgi sahibi olduğunu gösteriyor. Journal of Scientific Exploration'da yayınlanan çalışmada, Eski Krallık mezar kalıntılarında, Giza'da iki yerde ve Sakkara'daki birkaç yeraltı mezarında yüksek radyasyon seviyelerinin görüldüğünü belgeledi.

TARİHTE KEŞFEDİLEN EN GÖSTERİŞLİ MEZARLARDAN BİRİ

Carter ve ekibi 4 Kasım 1922'de, Tutankhamun'un mezarına giden merdivenleri buldular ve takip eden yılın Şubat ayında mezarın bulunduğu oda bulundu. Tarihte keşfedilen en gösterişli mezarlardan biri olarak kabul edilen bu mezar, genç Firavun'a öbür dünyaya yolculuğunda yardımcı olacak değerli eşyalarla doluydu. Mezar eşyaları arasında som altından cenaze ayakkabıları, heykeller, gibi 5.000 parça eşya bulunuyordu.