VİYANA - SNmedia.at/2019’da ÖVP-FPÖ koalisyonu tarafından çıkarılan ilkokul düzeyindeki başörtüsü yasağı, Anayasa Mahkemesi tarafından 2020 yılında iptal edilmişti. Mahkeme, düzenlemenin yalnızca Müslüman öğrencileri hedef aldığı ve devletin dinsel tarafsızlık ilkesine aykırı olduğu sonucuna varmıştı. Yeni yasa tasarısı bu eleştirileri gidermeyi hedeflese de, Adalet Bakanlığı da dahil birçok kurum taslağın eşitlik ilkesine yeniden aykırı düşebileceğini savunuyor.

Tanım Belirsizliği Eleştiriliyor

Yasak, “kültürel açıdan onurlu davranışın sembolü” olarak tanımlanan başörtüsüne odaklanıyor. Ancak yasa metninde veya açıklama notlarında bu tanımın açık bir şekilde yer almaması eleştirilere neden oldu. Adalet Bakanlığı, tanımın net olmamasının cezai uygulamaları zorlaştıracağını ve yasağın gerekçesinin de istatistiksel olarak zayıf olduğunu belirtti. Avusturya Barosu (ÖRAK), düzenlemenin temel haklar bakımından önceki yasa ile aynı sorunları barındırdığını ifade etti.

Din Özgürlüğü ve Eşitlik Endişeleri

Eşit Muamele Ofisi (GAW) ve hukukçular, yasağın sekizinci sınıfa kadar uzatılmasının 14 yaş ve üzerindeki gençlerin din özgürlüğünü ihlal edeceğini vurguluyor. Bu yaş grubundaki bireyler dini olarak olgun kabul ediliyor ve yasağın bu hakka müdahale niteliği taşıdığı belirtiliyor. Ayrıca ebeveynlerin, çocuklarının okulda dini davranışlarından sorumlu tutulmasının da hukuken sorunlu olduğu dile getiriliyor.

ÖVP ve SPÖ’nün Anayasal Çoğunluk Talebi

SPÖ Burgenland lideri Roland Fürst, olası bir iptal durumunda yasağın anayasal güvence altına alınması gerektiğini savunarak Ulusal Konsey’de üçte iki çoğunlukla kabul edilmesini önerdi. ÖVP ise bu öneriye destek vererek, “özgürlük ilkesini parti politikalarının üzerinde tutan güçlü bir mesaj” vermek istediklerini belirtti.

Anket: FPÖ %34’le Zirvede, SPÖ Tarihinin En Düşük Seviyesinde
Anket: FPÖ %34’le Zirvede, SPÖ Tarihinin En Düşük Seviyesinde
İçeriği Görüntüle

Dini Cemaatlerden Tepkiler

İslam Dini Cemaati (IGGÖ), tasarının din özgürlüğü ve eşitlik ilkeleriyle açıkça çeliştiğini bildirdi. IGGÖ’ye göre yasa, Müslüman kız öğrencileri ayrımcılığa maruz bırakacak ve dini kimlikleriyle eğitim haklarını çatışmaya zorlayacak. Piskoposlar Konferansı da yasağa karşı çıkarak bunun orantısız bir müdahale olduğunu ve kız çocuklarının evde eğitime yönelme riskini artıracağını savundu. Protestan Kilisesi ve Özgür Kiliseler Konseyi, yasa tasarısını “tek taraflı ayrımcılık” olarak nitelendirdi.

Sivil Toplum Kuruluşlarının Görüşleri

Uluslararası Af Örgütü (UAÖ), Federal Gençlik Konseyi (BJV) ve Avusturya Katolik Kadın Hareketi (kfbö), yasağın kız çocuklarının kendi kaderini tayin hakkını zayıflatacağını açıkladı. STK’lar, hükümetin başörtüsünü baskı aracı olarak gördüğünü ancak yasağın bu algıyı tersine çevirmek yerine İslamofobiyi güçlendireceğini savundu. Ayrıca yasağın, bazı ailelerin kızlarını okuldan çekmesine yol açabileceği uyarısında bulundular.

Avusturya Psikologlar Meslek Birliği (BÖP), yasa tasarısını olumlu değerlendirerek, bunun çocukların özgüvenli gelişimine katkı sağlayabileceğini belirtti. Ancak öğretmen sendikaları arasında görüş ayrılığı var: ÖVP’ye yakın Hristiyan Sendikacılar (FCG) yasayı desteklerken, SPÖ’ye yakın öğretmenler bunun okullar için gereksiz bir idari yük oluşturacağını ve eğitimin öncelikli sorunlarını göz ardı ettiğini savundu.