VİYANA - SNmedia.at/Yarı zamanlı istihdam, özellikle kadın çalışanları etkiliyor. Avusturya genelinde kadınların %51,1’i yarı zamanlı işlerde çalışıyor. Yukarı Avusturya’da ise bu oran %56,1’e ulaşıyor; yani kadınların yarısından fazlası tam gün çalışmıyor. Erkeklerde ise yarı zamanlı istihdam oranı yalnızca sekizde bir seviyesinde kalıyor. Bu fark, perakende, konaklama, sağlık ve sosyal hizmetler gibi kadın ağırlıklı sektörlerdeki iş yapısına bağlanıyor.
Kişisel Tercih de Etken: Zorunluluktan Değil, Bilinçli Seçim
Avusturya İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, Yukarı Avusturya’da yarı zamanlı çalışanların dörtte biri (%25,6) çocuk bakımı sorumluluğu olmadan da tam zamanlı çalışmayı tercih etmiyor. Bu tercih, özellikle 50–60 yaş arasındaki çalışanlar arasında yaygın. %4’lük bir kesim ise tam zamanlı iş bulamadığı için yarı zamanlı çalıştığını belirtiyor. Ayrıca %7’si mesleki ya da ileri düzey eğitimi sürdürdüğü için bu yolu seçiyor.
Siyasi Görüş Ayrılığı: Teşvik mi, Zorunluluk mu?
Yarı zamanlı istihdam konusu Avusturya Federal Hükümeti içinde de tartışma yaratıyor. Ekonomi Bakanı Wolfgang Hattmannsdorfer (ÖVP), bakım yükümlülüğü olmayan sağlıklı bireylerin yarı zamanlı çalışmasını anlayamadığını belirterek, bunun toplumsal bir sorumluluk olduğunu savundu.
Maliye Bakanı Markus Marterbauer (SPÖ) ise farklı bir yaklaşım sergiliyor: “Yarı zamanlı çalışanlara istihdam sağladıkları için minnettar olmalıyız. Asıl yapılması gereken, onların çalışma koşullarını iyileştirmek.” Marterbauer ayrıca, firmaların tam zamanlı pozisyonlar açma konusunda daha sorumlu davranması gerektiğini ifade etti.
Koalisyonun üçüncü ortağı NEOS ise tam zamanlı çalışmanın daha cazip hâle getirilmesini savunuyor ve bu yönde teşvik sistemlerinin geliştirilmesini öneriyor.
Yarı Zamanlı Çalışma Kalıcılaşıyor mu?
Artan oranda kişisel tercih ile şekillenen yarı zamanlı istihdam, özellikle yaşlanan nüfus ve esnek çalışma talepleriyle birlikte Avusturya iş gücü piyasasında kalıcı bir model hâline geliyor. Ancak bu yapının toplumsal sorumluluk, verimlilik ve sosyal güvenlik üzerindeki etkileri, önümüzdeki dönemde daha da fazla tartışılacağa benziyor.