Son 6 yıldır birincilik unvanlarını koruyan Finler, bu anlamda büyük ilgi ve dikkat çekiyor. Ancak Finlerin kendileri bu sıralama endeksinin daha karmaşık bir gerçekliğe işaret ettiğine inanıyor. 

New York Times'a konuşan Finler konuya ilişkin farklı perspektiflerin bulunduğunu gösteriyor. 13 ila 88 yaş aralığında farklı kariyerleri, farklı geçmişleri olan, farklı kökenlerden gelmiş kadın, erkek veya farklı cinsel yönelimleri bulunan kişilerle konuşuldu ve onlara neyin Finlandiya'yı çok mutlu yaptığı soruldu. 

Örneğin ülkenin Kokkola şehrinde 58 yaşında bir lise öğretmeni olan Nina Hansen'e göre Finler sanıldığı kadar mutlu değil. "Mutluluk denilerek neyin kast edildiğinden biraz şüphe ediyorum" diyor.

AB liderleri, Türkiye ile ilgili hangi mesajları verdi? AB liderleri, Türkiye ile ilgili hangi mesajları verdi?

İnsanlar Finlandiya'nın en çok güçlü sosyal güvenlik hizmetini takdir ediyor. Bunun yanı sıra doğasının psikoloji üzerinde olumlu etkisi olduğu ileri sürülüyor. Spor, müzik ve hobi gibi şeylerin çok yaygın olmasının da etkisi bulunduğu belirtiliyor. Suçluluk, yalnızlık ve anksiyete

Ne var ki, Finlandiya'nın bir başka gerçeği de 'suçluluk', 'yalnızlık' ve 'anksiyete' duygularının yaygın olması. Bu kadar mutlu olan bir ülkede insanların görece az gülümsediği kaydediliyor.

Anksiyetenin sebebi 'Fin yaşam tarzına yönelik tehditler' olarak aktarılıyor. Bunun başında yükselen aşırı sağ, Ukrayna'daki savaş ve Rusya ile gerilen ilişkiler geliyor. Ülkenin NATO'ya girecek olması bu endişeleri azaltmış görünmüyor. Aksine birçok Finli gerginliğin bu sebeple daha da artacağını düşünüyor.

Kısaca dünyanın en mutlu insanları bile o kadar mutlu değil gibi görünüyor. Bu konuda herkesin katıldığı görüş ise "varolanla yetinmeyi ve huzur bulmayı daha iyi becerdikleri" yönünde.

Finlerin özellikle "sürdürülebilir" hayatlar yaşamaktan tatmin oldukları, temel ihtiyaçları karşılayabiliyor olmayı "finansal başarı" kabul ettikleri ve her tür kimliği ve aidiyeti özgürce yaşayabiliyor oldukları ifade ediliyor. Bunların mutlu olmak adına önemli elementler olduğu görülüyor. 

Doğu Finlandiya Üniversitesi'nde bu konuyu araştırmış olan Profesör Arto O. Salonen, "Yeterli olanı bildiğinizde, mutlu olursunuz" diyor.

Temelden oluşturulan bir mutluluk

'Finnish Design Shop'un CEOsu Teemu Kiiski, "Mutluluk bazen hafif bir tabir olarak basit bir gülümsemeyi kast eder ama ben Finlandiya ve genel olarak 'Nordik' tarzı mutluluğun çok daha temelden yukarı doğru oluşturulmuş bir konsept olduğunu düşünüyorum." şeklinde durumu ifade ediyor. 

47 yaşındaki Kiiski'ye göre bu temel ülkedeki sosyal refah düzeni. "Herkes kendini güvende ve dışlanmamış hissediyor" diyor.

Yüzde 90'dan fazlası beyaz olan Finlandiya'da bir siyahi olan 45 yaşındaki Jani Toivola, hayatının büyük bir bölümünü izole hissederek geçirmiş. Toivola, "Sanırım, Finlandiya'da siyahi bir eşcinsel erkek olarak hala biraz yalnız hissediyorsunuz," diyor. 

2011'de Finlandiya Parlamentosu'nun ilk siyahi üyesi olan Toivola, ülkede eşcinsel evliliğin yasallaştırılması mücadelesine öncülük etmiş bir isim. İki dönem milletvekilliği yaptıktan sonra oyunculuk, dans ve yazarlık yapmak için siyaseti bırakmış. Şimdi eşi ve kızıyla birlikte Helsinki'de yaşıyor ve şunu ekliyor:

"Eşcinsel bir erkek olarak, kızımın büyümesini izleyebilmemin hala bir mucize olduğunu düşünüyorum."

Mutlu olmak için yetiştirilen gençler

Ülkede genel görüş, Finlandiya gibi bir yerde 'mutlu olmanın daha kolay olduğu' yönünde. Ancak bu beklenti aynı zamanda "ulusal itibara" uygun yaşama baskısı da yaratıyor.

19 yaşındaki bir öğrenci olan Clara Paasimaki, "Çok ayrıcalıklıyız ve ayrıcalığımızı biliyoruz, bu yüzden herhangi bir şeyden hoşnut olmadığımızı söylemeye çoğunlukla çekiniyoruz, çünkü sahip olduklarımızın sürekli farkındayız" diyor. 

Aalto Üniversitesi'nde psikoloji araştırmacısı olan Frank Martela da "Finlandiya'nın altı yıl üst üste 'dünyanın en mutlu ülkesi' seçilmesi insanlar üzerinde baskı oluşturmaya başlayabilir" diyor ve ekliyor:

"Biz Finler bu kadar mutluysak, ben neden mutlu değilim? sorusu sıkıntılı bir durum yaratmaya başlar. Bu anlamda en mutlu ikinci ülke konumuna düşmek, Finlandiya'nın uzun vadeli mutluluğu için iyi olabilir.” 

Sisu

Fin yaşam tarzı, ulusal karakterin bir parçası olduğu söylenen bir özellik olan "sisu" ile özetleniyor. Bu kelime, ülkenin uzun kışları gibi “zorluklar karşısında amansız kararlılık” anlamına geliyor. Dolayısıyla zorluklara rağmen, bir Fin'in şikayet etmeden sabretmesi beklentisi doğuyor. 

18 yaşındaki bir başka öğrenci olan Matias From, "Kıştan sağ çıkmanın o kadar kolay olmadığı günlerde, insanlar mücadele etmek zorundaydı ve sonra bu nesiller boyunca aktarıldı. Dedelerimiz böyleydi. Her şey için endişelenmemek ve sadece hayatı yaşamak bir mantalite haline geldi." diyerek konuyu özetliyor. 

59 yaşındaki Julia Wilson-Hangasmaa 1992'de Zimbabve'den göç etmiş bir isim. Finlandiya'nın insanlara temel ihtiyaçlarını karşılama endişesi duymadan hayallerinin peşinden gitmeleri için verdiği özgürlüğü takdir ettiğini söylüyor. Şimdi emekli bir öğretmen olarak Helsinki'nin kuzeydoğusundaki Vaaksy köyünde kendi işe alım ve danışmanlık ajansını yönetiyor.

"Yaşlanınca bize kim bakacak?"

Ülkede 2015 göçmen kriziyle 'göçmenlik karşıtı duygular' yükseldi ve Finlandiya'daki yüksek yaşam kalitesinin sürdürülebilirliğine ilişkin endişeler doğdu. Ancak "'Finlandiya Finliler içindir' şeklinde bir tavır olacaksa, yaşlandığımızda bize kim bakacak?" sorusu toplumda mantıklı bulundu. 

"Herkesin yüksek öğretim mezunu olduğu, hayallerini kovalayabildiği bir ülkede yiyecekleri süpermarkete ulaştıran kamyonu kim kullanacak?" diye soruyor Hangasmaa da. 

Memleketi Zimbabwe'ye döndüğünde aradaki farkı görebildiği anlatan Hangasmaa durumu şöyle özetliyor:

"Sisu'nun verdiği tatminkarlık duygusu ile neşeden kaynaklanan "iyi enerji" farklı şeyler. Zimbabve'ye girdiğimde gülümsemeleri fark ediyorum. Batı standartlarına kıyasla pek bir şeyi olmayan bu insanlar ruhen daha zengin duruyor."

Çiftçi ve çellist kızı

Tuomo Puutio 74 yaşında bir çiftçi. 15 yaşından bu yana çalışıyor. Finlandiya'nın tüm çocuklar için müzik eğitimini içeren okul sistemi sayesinde, bugün 47 yaşındaki kızı Marjukka zamanında köy hayatının ötesinde bir müzik kariyeri hayalini gerçekleştirmeyi başarmış. "Bir çiftçi kızı olsan bile çellocu olma şansın var," diyor.

Müzik, özellikle ülkenin uzun ve karanlık kışları boyunca korolarda şarkı söyleyen, enstrüman öğrenen veya düzenli konserlere katılan birçok Fin için olmazsa olmaz bir meşgale. 

Ancak kızı Puutio, bu fırsatların gelecek nesiller için mevcut olmayabileceğinden endişe ediyor. Parlamentoda giderek güçlenen aşırı sağcı parti bu tür fonları kesmek istiyor. 

"Her şeyi birlikte yaptık ve birbirimize yardım ettik"

Finlandiya'nın Rusya'dan bağımsızlığını kazanmasından 17 yıl sonra doğan Eeva Valtonen, ülkesinin dönüşümüne tanıklık etmiş biri.

88 yaşındaki Valtonen, ""Bence Fin halkı en zor günlerde her şeyi birlikte yaptı ve birbirine yardım etti. Bu şekilde bugünlere geldik” diyor.

29 yaşındaki torunu Ruut Eerikainen ise Finlandiya'nın dünyanın en mutlu yeri olduğu söylemine şaşırıyor.  "Dürüst olmak gerekirse, bana Finliler o kadar da mutlu görünmüyor. Havası karanlık ve oldukça kasvetli bir ülkeyiz. Belki de Finliler herkesten çok daha mutlu değildir. Belki de memnuniyet beklentilerinin daha makul olmasındandır." şeklinde kendini ifade ediyor.