VİYANA - SNmedia.at/Tasarının Eylül ayında Ulusal Konsey’de kabul edilmesi, ardından Federal Konsey onayıyla ekim başında yürürlüğe girmesi bekleniyor. İçişleri Bakanı Gerhard Karner (ÖVP), tasarının Graz’daki okul saldırısının ardından kamuoyunun güvenlik talebine yanıt olduğunu açıkladı.
Satın Alma Süresinde ve Yaş Sınırında Değişiklik
Yeni düzenlemeyle birlikte silah alımında cayma süresi üç günden dört haftaya çıkarılacak. Tabanca ve revolver alabilmek için yaş sınırı 25’e yükseltilirken, tüfekler için bu sınır 21 olacak. Avcılar ve spor atıcıları muaf tutulacak. Ayrıca silahlar yalnızca kayıtlı satıcılardan alınabilecek, özel şahıslardan alışveriş yasaklanacak.
Ruhsat ve Psikolojik Yeterlilik Şartı
Tasarıya göre av tüfeği ve tüfek almak için ruhsat zorunlu hale geliyor. Psikolojik uygunluk testlerinin kapsamı genişletilecek ve beş yılda bir tekrar edilmesi önerilecek. Kategori B silah başvurularında hazirandan bu yana geriye dönük uygunluk testi şartı getirildi; Kategori C silahlarda ise bu süre iki yıl olacak.
FPÖ Karşı Çıkıyor
FPÖ, düzenlemeyi “özgürlüklere müdahale” olarak nitelendirerek desteklemeyeceğini duyurdu. Güvenlik sözcüsü Gernot Darmann, yasa teklifini “geçici ve gereksiz” buldu. Buna karşılık koalisyon partileri ÖVP, SPÖ, NEOS ve Yeşiller, düzenlemenin toplumsal güvenlik açısından zorunlu olduğunu savunuyor.
Kadın ve Çocukların Korunması Vurgusu
Adalet Bakanı Anna Sporrer (SPÖ), kadın cinayetlerinin dörtte birinde ateşli silah kullanıldığına dikkat çekerek, yeni düzenlemenin özellikle kadınları ve çocukları korumak için önemli bir adım olduğunu söyledi. Aile içi şiddet ve silah yasaklarının ihlali durumunda silahların hızla müsadere edilmesi de tasarıya eklendi.
Psikologlar ve STK’lardan Destek
Avusturya Psikologlar Meslek Birliği (BÖP), düzenlemeyi olumlu karşıladı ve özellikle klinik psikolojik değerlendirmenin zorunlu hale gelmesini destekledi. Avusturya Hayvanları Koruma Derneği de genel anlamda düzenlemeyi desteklese de avcılar için getirilen muafiyetleri eleştirdi.
Tasarı, Graz’daki saldırının ardından kamuoyunda artan güvenlik taleplerine yanıt olarak görülüyor. Koalisyon partileri bunun yalnızca güvenliği artırmakla kalmayacağını, aynı zamanda toplumda sorumlu silah sahipliği bilincini güçlendireceğini belirtiyor. FPÖ ise sürecin “özgürlüklerin sınırlandırılması” olduğunu iddia ediyor.