VİYANA - SNmedia.at/Koalisyon ortakları ideolojik olarak birbirinden uzak olsa da, alternatifin olmaması nedeniyle ikinci denemede bir anlaşmaya vardılar. Beklentilerin düşük tutulduğu bu hükümet modeli, göreve geldikten sadece üç gün sonra ciddi bütçe adımları attı. Banka vergilerinin artırılması, eğitim izninin kaldırılması ve bazı bölgelerde kira dondurulması gibi kararlar hızla uygulamaya konuldu. Bu adımlar SPÖ’nün sosyal politikalarını, ÖVP’nin göç konusundaki taleplerini ve NEOS’un eğitim reformlarını kısmen yansıtan “yaşa ve yaşat” formülüyle geliştirildi.
Koalisyon İçi Mesaj Kontrolü ve Kamuoyu İmajı
Koalisyon, her hafta bir partinin gündem belirlemesine olanak sağlayan mesaj kontrolü sistemiyle iletişim stratejisini de yönetmeyi deniyor. Yıl başında başarısız olan ilk koalisyon görüşmelerinin ardından kamuoyunda yaşanan gerginliğe rağmen, üç partinin son aylarda dışarıya oldukça uyumlu bir görüntü sergilediği görülüyor. Özellikle bakanlıklardaki kesinti müzakereleri kamuoyuna yansımadan sürdürüldü.
Pragmatik Maliye Bakanı ve Sürpriz Popülarite
Şansölye Christian Stocker (ÖVP), siyasete stoacı bir pragmatizmle yaklaşırken, Maliye Bakanı Markus Marterbauer (SPÖ) nesnel ve sakin tutumuyla dikkat çekti. Sol görüşlü bir ekonomist olan Marterbauer’in göreve gelişi başlangıçta sanayi çevrelerinde endişe yaratsa da, kısa sürede hükümetin en popüler isimlerinden biri oldu. Buna karşın, genel bir iyimserlik havası hâlâ sağlanabilmiş değil. Koalisyon partilerinin anketlerdeki destek oranları sabit kalmaya devam ediyor.
İmaj Sorunları ve Medya Eleştirileri
NEOS Eyalet Sekreteri Josef Schellhorn’un lüks makam aracı tercihi gibi kişisel tercihler, zaman zaman hükümetin kamuoyu imajını zorlasa da, koalisyonun genel uyumunu bozmadı. ÖVP kulüp lideri August Wöginger’e yönelik suçlamalar ve Şansölye Stocker’ın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne yönelik çıkışları da şimdilik büyük bir krize dönüşmedi.
Gelecek Dönem İçin Olası Çatışma Alanları
Koalisyon içinde bazı hassas konular hâlâ çözülmeyi bekliyor. Özellikle haberci gözetimi konusunda anayasal bir düzenleme gerektiği vurgulansa da, sunulan taslak NEOS tarafından yeterli bulunmuyor. Sosyal refah reformları ve yapısal dönüşüm projeleri de ciddi tartışmalara zemin hazırlayabilir. Ayrıca hükümet programındaki bütçe kısıtlamaları kapsamında hangi partinin taleplerinin hayata geçirileceği, hangi alanlarda tasarrufa gidileceği önemli bir sınav olacak.
Yapısal Reformlar Bir Turnusol Testi Olacak
Ekonomik çevreler ve uzmanlar tarafından uzun süredir talep edilen yapısal reformlar, üçlü koalisyonun dayanıklılığını ve gerçek işbirliği kapasitesini test edecek en kritik konu başlığı olarak öne çıkıyor. Bu noktada, koalisyonun düşük beklentilere rağmen ilerleyen dönemde sürpriz yapma potansiyeli hâlâ masada duruyor.
