VİYANA - SNmedia.at/Karner’e göre genç suçluluğu artık münferit olaylar olmaktan çıkmış durumda. Bakan, hem fail hem de mağdur yaşlarının giderek düştüğünü vurgulayarak, bunun yalnızca polisiye önlemlerle çözülemeyecek çok katmanlı bir toplumsal sorun olduğuna dikkat çekti. Özellikle büyük şehirlerde, bazı genç gruplar arasında şiddet eğiliminin arttığını ve bunun güvenlik birimlerinin istatistiklerine açık biçimde yansıdığını ifade etti.
Entegrasyon, Dil Sorunu ve Okul Başarısızlığı Vurgusu
İçişleri Bakanı, genç suçluluğun nedenlerine ilişkin değerlendirmesinde, dil yetersizliği, okulda başarısızlık, aile içi denetim eksikliği ve aidiyet duygusunun zayıflaması gibi unsurları ön plana çıkardı. Karner’e göre, özellikle Suriye kökenli erkek çocukların bir kısmı, bu faktörlerin birleşmesiyle birlikte alternatif sosyal gruplara ve zaman zaman suçla bağlantılı çevrelere yöneliyor.
Bakan, bu tespitin tüm bir topluluğu suçlamak anlamına gelmediğini vurgulasa da, eldeki verilerin bazı grupların orantısız şekilde istatistiklerde yer aldığını gösterdiğini savundu.
Aile Birleşimi Politikası Tartışması
Karner’in açıklamalarında en dikkat çeken başlıklardan biri aile birleşimi politikası oldu. İçişleri Bakanı, bu alanda son dönemde uygulanan kısıtlamaların bilinçli bir tercih olduğunu belirterek, eğitim sistemi ve sosyal yapının daha fazla zorlanmaması gerektiğini dile getirdi. Aile birleşimiyle gelen çocuk sayısındaki düşüşün, okullar ve gençlik kurumları üzerindeki baskıyı azalttığını savundu.
Bu yaklaşım, muhalefet ve bazı sivil toplum kuruluşları tarafından çocuk hakları ve entegrasyon açısından eleştirilirken, hükümet cephesi bunu genç suçluluğu önlemeye yönelik koruyucu bir adım olarak değerlendiriyor.
Sosyal Medya ve Şiddet Kültürü Uyarısı
Karner ayrıca, gençler arasında kontrolsüz sosyal medya kullanımının saldırgan davranışları beslediğini ileri sürdü. Şiddet içerikli videolar, suçun “normalleştirilmesi” ve dijital ortamda hızlı etkileşim arayışının, gençler üzerinde olumsuz etkiler yarattığını belirten Bakan, bu nedenle AB düzeyinde yaşa bağlı sosyal medya kısıtlamalarının tartışılması gerektiğini söyledi.
Siyasi ve Toplumsal Yankılar
İçişleri Bakanı’nın sözleri, Avusturya’da göç ve güvenlik politikaları etrafındaki tartışmaları daha da sertleştirdi. Bir kesim, Karner’in açıklamalarını “gerçekçi ve veriye dayalı” bulurken, diğer kesimler ise genelleştirici söylemlerin toplumsal kutuplaşmayı artırabileceği uyarısında bulunuyor. Özellikle uzmanlar, genç suçluluğun yalnızca köken odaklı değil, sosyal, ekonomik ve eğitsel boyutlarıyla ele alınması gerektiğini savunuyor.




