VİYANA - SNmedia.at/Erdoğan, konuşmasında Gazze’de 21 aydır süren kuşatma ve saldırıların bilançosunu aktararak, 55 binden fazla insanın hayatını kaybettiğini, bunların büyük çoğunluğunu çocuklar ve kadınların oluşturduğunu söyledi. İsrail’in sistematik bir yıkım politikası izlediğini vurgulayan Erdoğan, İran’a yönelik 13 Haziran’da düzenlenen saldırılarla bu stratejinin bölge geneline yayıldığını ifade etti.
“İsrail’in Gazze, Lübnan, Yemen, Suriye ve İran’a gerçekleştirdiği saldırıların tanımı ve tarifi haydutluktur. İran’ın halkını savunmak amacıyla aldığı tedbirler gayet doğaldır, meşrudur ve hukuka uygundur.”
“İran halkı bu zor dönemi aşacaktır”
İran’a düzenlenen saldırılarda hayatını kaybeden İranlı üst düzey yetkililer ve bilim insanları için taziyelerini ileten Erdoğan, İran halkının tarihi ve siyasi tecrübesiyle bu zor dönemi de atlatacağına inandığını dile getirdi. İsrail’in bu eylemleriyle bölgesel barışın en büyük engeli haline geldiğini belirtti.
"Netanyahu barışı sabote ediyor, savaş tüm bölgeye yayılmak isteniyor"
Erdoğan, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun savaş politikalarının yalnızca Filistinlileri değil tüm bölgeyi tehdit ettiğini vurguladı. Özellikle İran’a yapılan saldırıların, nükleer müzakerelerin hızlandığı bir döneme denk gelmesinin "manidar" olduğunu söyleyen Erdoğan, bunun barış sürecine doğrudan sabotaj olduğunu kaydetti.
“Netanyahu ve cinayet şebekesi, diplomasiden değil, savaştan besleniyor. 1967 sınırları temelinde iki devletli çözümü değil, bölgesel savaşı tercih ediyorlar.”
"Yeni bir Sykes-Picot düzenine izin vermeyeceğiz"
Cumhurbaşkanı, İsrail’in bölgede yeni sınırlar çizme ve Ortadoğu’yu yeniden dizayn etme çabalarına sert çıktı. Erdoğan, 1916’da İngiltere ve Fransa arasında imzalanan ve bugünkü Ortadoğu sınırlarını şekillendiren Sykes-Picot Anlaşmasına atıfta bulunarak, böyle bir planın tekrar sahneye konmasına Türkiye’nin izin vermeyeceğini vurguladı.
“Kanla sınırlar çizilen yeni bir düzenin kurulmasına müsaade etmeyeceğiz. Gazze’nin açlığa mahkûm edilmesine, Kudüs’ün statüsünün gasp edilmesine, bölgeyi parçalama planlarına sessiz kalmayacağız.”
"İsrail, komşularının güvenliğini tehdit ederek kendi güvenliğini sağlayamaz"
Erdoğan, İsrail’in çevresindeki ülkeleri hedef alarak kendi güvenliğini sağlamaya çalıştığını ancak bu yaklaşımın tehlikeli ve yanıltıcı olduğunu ifade etti. “Evdeki hesabın çarşıya uymayacağını görecekler” diyerek İsrail’in politikalarının bölgede sürdürülebilir olmadığını belirtti.
"Bölgemiz yeni bir savaşı kaldıramaz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası kamuoyuna ve özellikle İsrail üzerinde etkisi olan ülkelere de çağrıda bulunarak, Netanyahu’nun "şirin ambalajlara sarılmış zehirli sözlerine" itibar edilmemesi gerektiğini söyledi. Bölgenin yeni bir savaşı, istikrarsızlığı ve yıkımı kaldıramayacağı uyarısında bulundu.
Diplomasi ve diyalog vurgusu: “Kolaylaştırıcılık görevine hazırız”
Erdoğan, Türkiye’nin diplomasiye ve barışçıl çözümlere olan bağlılığını bir kez daha yineleyerek, arabuluculuk dahil her türlü kolaylaştırıcı rolü üstlenmeye hazır olduklarını söyledi. 13 Haziran’dan bu yana Türkiye’nin sükunet için yoğun temaslarda bulunduğunu ve bu çabaların kararlılıkla süreceğini ifade etti.
"Müslümanların kıblesi de kaderi de ortaktır"
Konuşmasının sonunda mezhep, etnik köken ve bölge ayrımı gözetmeksizin Müslüman dünyasının ortak kaderine dikkat çeken Erdoğan, “İstanbul’un kaderi Tahran’ın, Gazze’nin, Şam’ın kaderinden ayrı değildir” dedi. Müslümanlar arasında birlik çağrısında bulunan Erdoğan, mezhep farklılıklarının bu zor süreçte bir ayrışma unsuru olmaması gerektiğini vurguladı.
Uluslararası topluma çağrı: İki devletli çözüm için kararlılık şart
Cumhurbaşkanı, Filistin’in bağımsız devlet olarak daha fazla ülke tarafından tanınması gerektiğini belirterek, ertelenen uluslararası barış konferansının en kısa sürede gerçekleştirilmesi temennisinde bulundu. İsrail’e karşı BM Şartı ve uluslararası hukuk temelinde zorlayıcı tedbirler alınması için ortak hareket edilmesi çağrısını yineledi.
