VİYANA - SNmedia.at/İlk ve daha kapsamlı proje olan LEO2VLEO, Hollanda ile ortak yürütülüyor. Bu proje kapsamında toplam dört uydu inşa edilecek: Üçü operasyonel görevler için, biri ise test amaçlı olacak. Uydular, Alçak Dünya Yörüngesi (LEO) ile Çok Düşük Dünya Yörüngesi (VLEO) arasında, yani 200 ila 500 kilometre irtifada faaliyet gösterecek. Bu sistemler hem navigasyon hem de uydu görüntüleme yeteneklerine sahip olacak. Toplam maliyetin yaklaşık 10 milyon avro olduğu ve bunun 6 milyon avrosunun Avusturya tarafından finanse edildiği bildirildi.

İkinci proje olan BEACONSAT ise yalnızca Avusturya tarafından yürütülüyor ve sivil özel şirketlerle iş birliği içinde geliştiriliyor. Bu uydu, özellikle navigasyon görevleri için tasarlanıyor ve son derece kompakt boyutlarıyla dikkat çekiyor. Bu özellik, hem güvenlik hem de saldırıya karşı dayanıklılık sağlıyor. BEACONSAT'ın maliyeti bir milyon avronun altında ve şu anda inşaat aşamasında. Fırlatılışı 2026 sonu olarak planlanıyor.

Keskin Görüntüler, Daha Etkin Görevler
Savunma Bakanlığı, projelerin avantajlarından birinin klasik uydulara kıyasla çok daha keskin ve hassas görüntüler üretebilme kapasitesi olduğunu belirtiyor. Bu da askeri ve stratejik görevlerde daha net veri elde edilmesini sağlayacak.

Avusturya’da İşsizlik Artıyor: Temmuz Ayı Raporu Endişe Verici Göstergelerle Dolu
Avusturya’da İşsizlik Artıyor: Temmuz Ayı Raporu Endişe Verici Göstergelerle Dolu
İçeriği Görüntüle

Stratejik Bağımsızlık Hedefleniyor
Avusturya Silahlı Kuvvetleri, uzun vadeli hedef olarak iletişim, navigasyon ve görüntüleme gibi üç temel uydu hizmetinde diğer ülkelere olan bağımlılığını azaltmayı amaçlıyor. Bu kapsamda, sistemlerin 3 ila 5 yıl süreyle aktif kalması planlanıyor. Uzun süreli kapsama sağlamak için, belirli aralıklarla yeni uyduların fırlatılması da planlanıyor.

Bakan Tanner: “Avusturya artık yalnızca kullanıcı değil, sağlayıcı olacak”
Savunma Bakanı Klaudia Tanner (ÖVP), Avusturya’nın artık uzay alanında pasif bir kullanıcı değil, aktif bir altyapı sağlayıcısı ve tasarımcısı olacağını vurguladı. Tanner, "21. yüzyılda modern ve etkili bir ulusal savunma, bağımsız uzay altyapısına sahip olmayı gerektiriyor" dedi. Bu nedenle ülkenin kendi uydularını geliştirmesi, sadece teknik değil aynı zamanda stratejik bir sıçrama olarak değerlendiriliyor.