15 daireden sadece üç kişi sağ kaldı: Depremde yıkılan bir apartmanda yaşayanların hikayesi

İskenderun’da, çevresindekilerden pek farklı olmayan bir enkaz yığınında, garip bir şekilde sağlam kalmış bir pencerenin pervazından, üzerinde kelebek desenleri olan bir perde soğuk rüzgarla sallanıyor.

“Bu Ceyda’nın odası.”

Depremden önce 19 yaşındaki Ceyda Öcan, bu pencereden ve perdelerden, İskenderun’daki sokağa bakıyordu. Şimdiyse, en iyi arkadaşı Damla ve ailesi, kurtarma görevlileri ve köpekler yaşam belirtisi ararken, yıkılmış apartmanın önünde, Ceyda’nın sağ olduğunu umuyor.

Damla, kendisi altı, Ceyda da sekiz yaşındayken Ceyda ile tanışmış ve hep çok yakın olmuşlar. Bu perdeleri de geçtiğimiz günlerde gittikleri bir alışveriş sırasında satın almışlar.

doğumgünü pastası

Fotoğraf altı yazısı,

Ceyda'nın en iyi arkadaşı Damla için hazırlattığı doğum günü pastası.

Damla ağlayarak “İkimiz de kelebekleri severdik” diyor. Telefonunda Ceyda’nın kız kardeşiyle birlikte Damla’ya doğum gününde aldıkları pastanın fotoğrafı var.

Mor krema kaplamalı ve kelebeklerle süslü pastanın üzerinde “Seni bu dünyada seni en çok kim seviyor? Biz tabii ki!” yazıyor.

Ceyda’nın yaşadığı Orcan apartmanı, orta yükseklikteki, küçük balkonlu pembe ve bej renkli bir dizi binanın ortasındaydı. Hepsinin alt katında dükkanlar vardı. Ceyda deprem 04:17’de vurduğunda, Orcan Apartmanı’nın diğer sakinleriyle birlikte uyuyor olmalıydı. Sarsıntıyla apartman çöktü.

Depremde, Türkiye'de birçok bina yıkıldı ama bu Ceyda ve ailesinin diğer 14 dairedeki apartman sakinleriyle birlikte yaşadığı Orcan Apartmanı’nın hikayesi.

Depremin ardından geçen günlerde, dostları ve yakınları Orcan Apartmanı’nın önünde umutla beklediler ve sevdiklerini anlattılar.

enkaz

Fotoğraf altı yazısı,

Depremden önce, 19 yaşındaki Ceyda Öcan, fotoğrafta görülen kelebek desenli perdeleri, en iyi arkadaşı Damla'yla birlikte satın almıştı.

Çarşamba günü, bir günden fazla süren kazı çalışmasından sonra enkazdan bir kişinin sağ kurtulmasıyla yaşanan kısa sevince tanıklık ettik. Ceyda’nın komşularından biriydi.

Kurtarma görevlileri ve bölge sakinlerine göre, sağ kurtulan kadın Ceyda ile yıkık duvarların arasından konuştuğunu ve iyi olduğunu söylediğini aktardı. Ancak yetkililer, sağ kurtulan kadının kafasının karışık olduğunu ve bunun gerçekten yaşanmış olmayabileceğini söylediler. Cuma günü itibariyle herhangi bir haber yoktu.

İskenderun

Üç gün üst üste kurtarma çalışmalarını izlemek için Orcan Apartmanı’na gittik.

Daha güvenli yerlere kaçmaya çalışanları, sağ kalanlar için kurulan sahra hastanelerini gördük.Kurtarma görevlileri ve komşuların hepsi, enkazdan üç kişinin sağ çıkartıldığını ve gerisinin akıbetinin bilinmediğini söylediler.

Enkazın önünde toplananlar bize Orcan Apartmanı’nda komşuluk ilişkilerinin çok sıkı olduğunu anlattılar. Komşular sık sık çay ya da acı Türk kahvesi içmek için birbirlerine gidiyormuş.

Orcan Apartmanı ve sokaktaki diğer binaların WhatsApp grupları varmış ve sık sık birbirlerini ziyaret ediyorlarmış.

Bir bölge sakini “Bir hafta bizde, gelecek hafta sizde. Türk usülü böyledir” diyor.

Mahallenin nasıl bir yer olduğunu sorduğumda, mahallenin manavını işleten Damla’nın amcası Emrullah ellerini birbirine kenetleyip “İşte böyleydi” diyor.

Orcan Apartmanı on yıllardır varmış. Bir adam “Ben 50 yaşındayım ve okula gidip gelirken önünden geçtiğimi hatırlıyorum” diye anlatıyor.

Bölge sakinleri, depremde Orcan Apartmanı’nın bulunduğu bina sırasının “domino taşları gibi” yıkıldığını söylüyor.

Yıkılan sokağın her iki yanında, bazı benzer binalar hiç hasar almamış gibi görünüyor ve bu binalarda oturanlar hem bir rahatlama hem de suçluluk duygusuyla konuşuyor.

Ambulans görevlisi Cansu, Orcan Apartmanı’nda yaşayan bazı kişileri tanıdığını belirtiyor. Deprem olduktan sonra, koşup, Ceyda’nın sokağının girişine geldiğini anlatıyor.

saat ve kuran

Fotoğraf altı yazısı,

Sokaktaki enkaz yığınlarında, depremin olduğu 04:17'de donmuş bir saat ve yırtılmış bir dua kitabı.

Ermenistan ve Azerbaycan yeni sınır çizimine başladı Ermenistan ve Azerbaycan yeni sınır çizimine başladı

Bu sıradaki binalar şimdi büyük bir enkaz yığını.

Buralarda yaşayanlardan çok az iz kalmış geriye.Karlar Ülkesi filminin karakterleriyle süslü bir uçurtma, yırtılmış bir dua kitabı, ezilmiş beyaz bir fırın, zamanda donmuş kırmızı çerçeveli bir saat.

Birayı ve biber dolmasını çok seven dedesi hemen yan binada yaşayan bir adam Ceyda’nın perdelerinin altındaki enkaza uzanıp, bir cep telefonu çıkartıyor. Telefon hala çalışıyor ve duvar resminde büyükbabasının yüzü var. Yüzünde acı bir gülümseme beliriyor.

Birinci kat: 'Kimse var mı diye sorana cevap veremez’

63 yaşındaki Şehvar ve konuşma engelli kızı Derya, apartmanın birinci katında yaşıyordu.

Kurtarma çalışmalarını izleyen aile üyeleri, anne ve kızın zamanlarının büyük kısmını birlikte geçirdiğini ve Şehvar’ın kızına baktığını anlatıyor.

İki saat uzaklıktaki evinden enkazın başına gelen Derya’nın kız kardeşi Deniz “Sağ olsa bile, orada kimse var mı diye soranlara cevap veremez” diyor.

Berk

Fotoğraf altı yazısı,

Berk'in kardeşi ve annesi enkazdan sağ kurtuldu

Aynı katta, binanın diğer yanında üniversite mezunu Berk yaşıyordu. Bir adam, Berk’i mahallede hep kola içerken gördüğünü ve günde litrelerce içtiğini anlatıyor. Ondan bahsedenlerin bir çoğu “akıllı, sosyal ve yakışıklı” olduğunu söylüyor.

Kardeşi Doğukan, depremden sonra binanın ucundaki enkazın altında annesiyle birlikte kaldığını ama sonra kurtarıldığını anlatıyor. Enkazda dokuz saat kaldığını belirtip, kurtarma çalışmalarını eleştiriyor.

Kardeşi hala kayıpken, kendi deneyimi hakkında daha fazla konuşmak istemediğini söylüyor ama komşuları Doğukan’ın deprem sırasında evde olmayan ağabeyini telefonla aramayı başardıktan sonra kurtarılabildiğini anlatıyor.

Berk günlerdir görülmedi ve yaralı annesi hastanede. Doktorlara “Ayaklarımı hissetmiyorum ve oğlum enkaz altında” dediği söyleniyor.

İskenderun

İkinci kat: 'Birbirleri olmadan yaşayamazlardı’

Binanın ikinci katında bir anne-kız daha var. 64 yaşındaki Hatice ve 33 yaşındaki Derya. Bir yakınları anne ve kızı “Tom ve Jerry” diye tanımlıyor.

“Biri bir şey yapsa, diğeri tersini yapardı ama birbirleri olmadan yaşayamazlardı. Şimdi bile muhtemelen birbirlerine çok yakın konumdalar."

Mevlüt

Fotoğraf altı yazısı,

Mevlüt, kızının çöken binada güvenli bir nokta bulmuş olmasını umuyor.

Derya’nın babası ve Hatice’nin eski eşi Mevlüt, günlerdir haber bekliyor.

Kızının “güzel” ve “hayat dolu” olduğunu söyleyip, vurgulamak için ellerini yanaklarının üzerinde birleştiriyor.

Derya’nın iş güvenliği uzmanı olduğunu belirtiyor ve bunun da bir acil durumda “nereye gideceğini, ne yapacağını, nasıl davranacağını” bildiği anlamına geldiğini söylüyor.

Pozitif kalıyor ve kızının kabiliyetlerine inancı büyük. “Annesini ve diğerlerini binanın güvenli bir yerine götürmüş olabileceğinden” umutlu.

Üçüncü kat: 'Ceyda yine gülümseyecek '

Ceyda üçüncü katta anne ve babasıyla yaşıyordu. Ablası evden taşınmıştı ama hala yakında oturuyor. Enkazın önünde toplanan komşular, ablanın depremden sonra apartmanın önüne geldiğinde bayıldığını ve başka bir yere götürüldüğünü anlatıyor.

Ceyda’nın büyükannesi ve büyükbabası da hemen köşede yaşıyordu. Onların yaşadığı apartman da depremde yıkıldı. Akrabaları onları yakın bir aile ve mükemmel bir çift diye tanımlıyor.

Ceyda’nın babası Cengiz’in bir yedek parça dükkanı vardı. Annesi daha önce iki kız çocuğunu kaybetmiş. Aile üyeleri, Ceyda enkazdan sağ çıkar da anne ve babasının da hayatını kaybettiğini öğrenirse bununla nasıl başa çıkabileceğinden kaygılı.

Ceyda’nın topluluktaki popülerliği, sokağa girdikten dakikalar sonra hissediliyordu. Onunla anılarını anlatan arkadaşlarını yüzü ışıldıyor, hem şimdiki hem de eski erkek arkadaşı onu bulma çalışmalarına katılıyor.

Ceyda

Fotoğraf altı yazısı,

Ceyda'nın ailesi ve arkadaşları hala genç kızın sağ çıkmasını umuyor.

“Neşeli” ve “düşünceli” diye tanımlıyorlar Ceyda’yı ve İstanbul’da Damla ile birlikte üniversite okuyabilmek için çok çalıştığını söylüyorlar.

Damla “En çok sevdiği şey kahve içmeye gitmekti” diyor ve Ceyda’nın sık sık arkadaşlarını Volkswagen arabasıyla gezme götürdüğünü ekliyor.

Arama şimdi enkaza dönmüş apartmanın birkaç metre ötesinde park halinde. Ön camı kırılmış, içindeki kırmızı bir çakmak hala görülebiliyor.

Cuma günü, kurtarma görevlileri Ceyda’nın penceresinden “Orada kimse var mı?” diye bağırdı ve sonra ağır makineler, odaya girdi ve o kelebek desenli perdeleri enkazın içine ittirdi.

Damla hala Ceyda’nın sağ çıkacağı ve “yeniden gülümseyeceği” konusunda kararlı.

Dördüncü kat: 'Enkazın altında ne kadar kaldım?’

Enkazın yanında durup, yakınlarından apartman sakinleri hakkında bilgi alırken bir kişi sağ çıkartıldı.

Etrafında çok sevilen 50 yaşındaki anne Ferdane’ydi.

Ceyda’yla konuştuğunu söyleyen de oydu.

Kurtarma görevlileri, yaralı olduğunu ve hastaneye götürüldüğünü söyledi. Yetişkin oğlu hastanede annesinin yanında bekliyordu.

Bir görevli, götürülürken ne kadar süre enkaz altında kaldığını sorduğunu söyledi.

Oğlu “Üç gün anne” diye yanıt verdi. O altı gün geçtiğini sanmıştı.

Ancak Cuma günü, kurtarma görevlileri enkazın önünde beklemeye devam eden ailelere artık kimsenin sağ çıkmasını beklemediklerini söylediler.

Çıkarsa da bunun bir mucize olacağını.

Katkıda bulunanlar: Emrah Bulut, Nihan Kalle ve Tural Ahmedzade. Grafikler: Dominic Bailey

Fotoğraflar: Hale Aktay ve Alice Cuddy

Yorumlar