Küresel yardım kuruluşları, Gazze'de faaliyet göstermenin artık neredeyse imkânsız hale geldiği uyarısında bulundu. 

Aralarında Çocukları Kurtarın Vakfı (Save the Children) Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF) örgütü ve Oxfam'ın da bulunduğu 13 uluslararası insani yardım kuruluşu, Gazze Şeridi'ne yardım girişini kısıtladığı için İsrail'i ağır biçimde eleştirdi. 

Keza ABD merkezli gıda yardımı kuruluşu çalışanı 7 kişinin İsrail saldırısı sonucu ölmesi, diğer yabancı STK'ları da alarma geçirdi. 

İsrail'e silah sağlayan ülkeleri "soykırıma karşılık gelen" bu duruma ortak olmakla suçlayan MSF Fransa Misyonu Başkanı İsabelle Defourny, "ABD, İngiltere, Fransa ve diğer ülkeler İsrail'e askeri destek sağlayarak bizim gözümüzde soykırım anlamına gelen bu olaya ahlaki ve siyasi olarak ortak oluyorlar." dedi.

İsrail'den Suriye hamlesi: Golan Tepeleri'ne ilave birlikler konuşlandırılacak İsrail'den Suriye hamlesi: Golan Tepeleri'ne ilave birlikler konuşlandırılacak

Ortak açıklama yapan yardım kuruluşları ayrıca İsrail'in bir milyondan fazla sivilin barındığı Gazze'nin güneyindeki Refah'a yönelik kara harekâtı planlarından vazgeçmesini talep etti.

"Gazze'de son altı aydır İsrail'in kapanına kısılmış bir nüfus var"

Gazze'de yaşanan insani krize yönelik küresel öfke, İsrail'in pazartesi günü düzenlediği bir hava saldırısında Washington merkezli gıda yardım kuruluşu World Central Kitchen (WCK) çalışanı yedi kişinin hayatını kaybetmesinin ardından tırmandı. ABD Başkanı Joe Biden dahil birçok ülke yönetimi İsrail'e tepki gösterdi. WCK Gazze'deki faaliyetlerini askıya aldı. 

Bu arada ortak çağrıda bulunan Oxfam ve Save the Children'ın da aralarında bulunduğu 13 gruptan hiçbiri çekileceklerini açıklamadı.

MSF'nin Gazze'deki 300 çalışanından beşini kaybettiğini belirten Defourny, yedi WCK çalışanının İsrail tarafından öldürülmesinin 'sürpriz olmadığını' yorumunda bulundu.

Defourny, ortak çağrının ilanı sırasında yaptığı açıklamada, "Bugün, Gazze'de insani yardım ulaştırmak için gerekli koşullar mevcut değil. Çünkü son altı aydır İsrail'in kapanına kısılmış, gıdadan mahrum bırakılmış ve kitlesel olarak bombalanmış bir nüfusa karşı savaş yürütürken yaptığı tercihlere tanık olduk." ifadelerine yer verdi. 

'Mutlak Dehşet'

Defourny, ağır bir durumun veya olayın dayanılmaz, korkunç ve ürkütücü bir seviyeye ulaştığı noktayı ifade eden "Mutlak dehşet eşiği" terimine atıfla, "Gazze giderek insan yaşamı için elverişsiz hale getiriliyor. Durum, mutlak dehşet eşiğini geçti." diye konuştu.

Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) ocak ayında ve geçen hafta yine bir kez daha İsrail'in "soykırımı önleyecek tedbirler" alınmasını emrettiğini anımsatan Defourny, "Ancak İsrail şu ana kadar bunun tam tersini yaptı, insani yardımı engellemeye ve WCK'ya yapılan saldırı ve Şifa Hastanesinin yıkımında görüldüğü gibi hayati sivil altyapıyı yok etmeye devam etti." dedi.