VİYANA - SNmedia.at/Ordensklinikum Linz’in sözcüsü, ortopedi bölümünde elektif işlemlere “yüksek talep” olduğunu belirterek, diğer lokasyonlardaki aksamaların da talebi Linz’e kaydırdığını, bu yüzden randevu ve ameliyat planlamasında bekleme sürelerinin uzadığını açıkladı. Sözcü, “Ekip tam kapasite çalışıyor, hastalar üst düzey tıbbi bakım alıyor” vurgusu yaptı.
Sistemin gerçeği: Fedakâr ekipler, kronik finansman açığı
Hastane yanıtı, Avusturya genelinde yaygınlaşan tabloya işaret ediyor: Hemşire ve doktorlar yoğun bir tempoda çalışırken, sağlık sistemindeki yapısal finansman açığı ve kapasite darboğazları bekleme listelerini kabartıyor. Bedeli ise hem sağlık personeli hem de hastalar ödüyor.
Bir diğer örnek: AKH Viyana’da 5 hafta yazıyor, randevu 6 ay sonrası
Viyanalı Martin J., karpal tünel sendromu için ortopedistinden sevk aldıktan sonra AKH’de ameliyat randevusunu posta yoluyla 4 Mart 2026’ya alabildi. Hastanın ifadesine göre Viyana Sağlık Birliği’nin internet sitesinde planlı ameliyatlar için “5 hafta” yazsa da kendisine gönderilen randevu yaklaşık 6 ay sonraydı. Beklenti ile gerçek arasındaki fark, şeffaflık ve kapasite planlaması tartışmalarını büyütüyor.
Neden uzuyor: Demografi, yığılma ve “elektif”in gri alanı
Uzmanlara göre bekleme sürelerini uzatan başlıca etmenler; yaşlanan nüfus nedeniyle artan vaka sayısı, bazı merkezlerdeki geçici/kalıcı kapasite düşüşlerinin talebi belirli hastanelere yığması ve “acil–elektif” ayrımında gri alanlar. Ağrısı ve fonksiyon kaybı artan hastalar “elektif” kategoride kalsalar da pratikte günlük yaşamları ciddi biçimde etkileniyor.
Hastalar ne yapıyor: Özel muayene, ikinci görüş, ağrı yönetimi
Bekleme listesinde olan pek çok hasta, zamanı kısaltmak için özel muayeneye yöneliyor, ikinci görüş alıyor ve bu süreçte yaşam kalitesini korumak için ağrı kontrolü, fizik tedavi ve ortez gibi geçici çözümlerden yararlanıyor. Ancak bunların maliyeti ve erişilebilirliği eşitsizlik yaratabiliyor.
Politika cephesi: Kısa vadeli “firefighting” yerine kalıcı kapasite
Sağlık ekonomistleri, tekil hastanelerin “tam kapasite” çalışmasının sorunu çözmediğini, planlı cerrahi için ameliyathane saatlerinin ve personel kadrolarının kalıcı biçimde artırılması, bölgesel yük dengelemesi ve şeffaf bekleme listesi yönetiminin şart olduğunu belirtiyor. Aksi halde bekleme süreleri ile resmî taahhütler arasındaki makas açılmaya devam edecek.
Son durum: Rakamlar kişisel hikâyelere dönüştü
Christian L.’nin 2027’ye uzayan ameliyat tarihi ve Martin J.’nin 6 aya sarkan randevusu, istatistiklerin ötesinde bir gerçekliği anlatıyor: “Acil” tanımıyla günlük ağrı gerçeği arasındaki mesafe. Hastalar, kalıcı bir kapasite planlaması ve şeffaf bilgi akışıyla bu mesafenin kısalmasını bekliyor.