VİYANA - SNmedia.at/ Dört parmak ve bir başparmak yavaşça açılıp kapanıyor, tüm eklemler de doğru yerde.
Shadow Robot firmasının yöneticisi Rich Walker, "Terminatör yapmaya çalışmıyoruz" diye espiri yapıyor.
Gözlüğü, uzun saçları, sakalı ve bıyıklarıyla, bir teknoloji dehasından çok hippiye benziyor.
Skills for Care adlı yardım kuruluşunun geçen yıl yayımladığı bir rapora göre İngiltere'de 131 bin yetişkin bakım elemanı açığı bulunuyor.
Age UK'ye göre İngiltere'de 65 yaş ve üzeri yaklaşık iki milyon kişinin bakım ihtiyaçları karşılanamamış durumda.
2050 yılına gelindiğinde İngiltere'de her dört kişiden birinin 65 yaş ve üzerinde olması bekleniyor ve bu da bakım hizmetlerine daha fazla yük getirecek.
İşte bu noktada robotlar devreye giriyor.
Bir önceki hükümet, potansiyel olarak bakım hizmetlerinde kullanılabilecek robotların geliştirilmesi için 34 milyon sterlinlik bir yatırım yapılacağını duyurmuştu.
Hükümet 2019 yılında "Önümüzdeki 20 yıl içinde robotlar gibi otonom sistemler hayatımızın normal bir parçası haline gelecek ve yaşama, çalışma ve seyahat etme şeklimizi dönüştürecek" diyecek kadar ileri gitmişti.
Kulağa daha çok bir bilimkurgu filminden çıkmış gibi gelen bu fikir gerçekten çözüm olabilir mi?
Ve siz gerçekten de yaş almış akrabalarınıza ya da en savunmasız olduğunuz anda size bakması için, çok güçlü olan bir makineye güvenir miydiniz?
Robot Pepper ile egzersizler
Robotları günlük hayatta kullanıma geçiren Japonya, geleceğe dair tahmin yürütmemizi sağlıyor.
On yıl önce hükümet, robotların bakımevlerinde kullanımını geliştirmek ve yaygınlaştırmak için robot üreticilerine sübvansiyonlar sunmaya başladı.
Bu, kısmen yaşlanan nüfus ve bakımevlerindeki göreceli personel eksikliğinden kaynaklandı.
Londra Queen Mary Üniversitesi'nde misafir profesör olarak görev yapan yapay zeka uzmanı Dr. James Wright, yedi ay boyunca onları gözlemledi. Özellikle de bir Japon bakımevindeki çalışmalarını inceledi.
Toplamda üç tür robot üzerinde çalışıldı: HUG adı verilen ilki, Japonya'daki Fuji Corporation tarafından tasarlandı ve son derece sofistike bir yürütece benziyordu.
İnsanların içine doğru eğilebileceği destek yastıkları vardı ve bakıcıların insanları yataktan tekerlekli sandalyeye ya da tuvalete kaldırmasına yardımcı oluyordu.
İkincisi biraz yavru bir foka benziyordu ve Paro olarak adlandırılmıştı. Demans hastalarını uyarması amaçlanan bu robot, hareketler ve seslere yanıt verecek şekilde eğitildi.
Üçüncüsü ise Pepper adında küçük, arkadaş canlısı görünümlü insansı bir robottu. Talimatlar verebiliyor ve ayrıca kollarını hareket ettirerek egzersizleri gösterebiliyordu. Bakımevinde egzersiz yaptırmak için kullanılıyordu.
Dr. Wright, onları gözlemlemeye başlamadan önce bile fikri sevdiğini söylüyor:
"Robotların, aşırı derecede yoğun çalışan bakıcılar tarafından kolayca benimseneceğini umuyordum.
"Neredeyse tam tersi oldu."
Aslında, bakımevi personelinin zamanının çoğunu robotları temizlemeye ve şarj etmeye, hepsinden önemlisi işler yanlış gittiğinde sorunları gidermeye harcadığını keşfetti.
"Birkaç hafta sonra bakım çalışanları robotların faydadan çok zarar getirdiğine karar verdiler ve onları giderek daha az kullandılar, çünkü onları kullanmak için fazla meşguldüler" diyor.
"HUG'ın ortada kalmaması sürekli hareket ettirilmesi gerekiyordu. Paro, ona aşırı derecede bağlanan bakımevi sakinlerden birinde sorunlara neden oldu.
"Pepper'ın egzersiz rutinlerini takip edemediler çünkü o kadar kısaydı ki insanlar onu göremiyordu. Sesi çok tiz olduğu için onu düzgün bir şekilde duyamıyorlardı."





