VİYANA - SNmedia.at/Avusturya hukuk sisteminde boşanmanın üç temel yolu bulunuyor: karşılıklı rızaya dayalı boşanma, kusur nedeniyle boşanma ve sözde boşanma. Özellikle kusur temelli boşanma, tartışmaların odağında. Bu yöntemde taraflardan biri boşanmak istemezse, diğer taraf onun ciddi bir evlilik yükümlülüğü ihlali (örneğin aldatma) yaptığını kanıtlamak zorunda kalıyor.
Kusurlu Boşanma: Kadınlar Aleyhine İşliyor
Josefstadt Bölge Mahkemesi Başkanı Gabriela Thoma-Twaroch, kusurlu boşanma sistemini ağır bir şekilde eleştirdi. Thoma-Twaroch’a göre, fiziksel şiddet, tehdit, psikolojik baskı, hakaret ve aşağılayıcı davranışlar gibi ciddi ihlaller bu kapsamda değerlendiriliyor. Ancak kusur ispatı çoğu zaman zor ve mahkeme süreçleri masraflı olduğundan, birçok kişi mutsuz evliliklerini sürdürmek zorunda kalıyor.
Hakimlerin ortak görüşüne göre, bu sistem özellikle ekonomik açıdan daha zayıf olan taraf – genellikle kadınlar – için ciddi dezavantajlar yaratıyor. Maddi olanaksızlıklar nedeniyle dava açmak zorlaşırken, psikolojik yük de büyüyor.
Yeni Bir Yaklaşım: Destek İlkesi ve Uyuşmazlıksız Süreçler
Uzmanlar, boşanma sisteminin “kusurlu olanın değil, ihtiyaç sahibi olanın” korunmasını merkeze alan bir yaklaşımla yeniden düzenlenmesi gerektiğini savunuyor. Yani artık “destek ilkesi” esas alınmalı. Boşanma davalarının yalnızca çocuklar veya savunmasız bireyler söz konusu olduğunda mahkemeye taşınması gerektiğini belirten Thoma-Twaroch, diğer durumlarda arabuluculuk veya dostane çözüm yöntemlerinin teşvik edilmesini öneriyor.
Yargı Yükü Azaltılmalı, Taraflar Bilinçlendirilmeli
Ayrıca, aile mahkemelerindeki dava yükünün azaltılması adına, nafaka gibi hassas konularda bile uzlaşmacı çözümler geliştirilmesi gündemde. Thoma-Twaroch, özellikle erken evrelerde profesyonel destek alınmasının, tarafların yüksek dava masraflarından ve uzun süren çekişmelerden korunmasını sağlayacağını vurguluyor.