VİYANA - SNmedia.at/Berlin'deki askeri hastane ile 12 büyük hastanenin ortak çalışmasıyla hazırlanan “Sivil Savunma Hastaneleri” adlı çerçeve plan, büyük kentlerde yaşanabilecek çatışma, siber saldırı, elektrik ve altyapı kesintileri gibi acil durumlar karşısında sağlık sisteminin ayakta tutulmasını amaçlıyor. Plan, güvenlik gerekçesiyle kamuoyuyla paylaşılmadı ve yalnızca hastane yönetimlerine sunuldu.
Kriz Anında Sağlık Hizmeti Sürecek
Berlin Eyalet Sağlık Senatörü Ina Czyborra, mevcut afet müdahale sistemlerinin güçlü olduğunu ancak değişen jeopolitik ortamın yeni önlemleri zorunlu kıldığını belirtti. Czyborra, "Bu hazırlıklar yalnızca kriz anlarında değil, barış zamanında da güvenliği sağlayacaktır" dedi. Planın detaylarında; yaralıların tahliyesi, acil sağlık hizmetlerinin devamlılığı ve tedarik zincirlerinin sürekliliği gibi konular öncelikli yer tutuyor.
Kırım’dan Ukrayna’ya Uzanan Süreç
Hazırlıkların arkasındaki temel motivasyon, 2014’te Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesiyle başlayan ve 2022’de Ukrayna’ya yönelik topyekûn saldırıya dönüşen sürecin Almanya’da yarattığı güvenlik endişesi. Berlin yönetimi, bu gelişmelerin ardından uzun süredir ihmal edilen sivil savunma sistemini yeniden gündeme aldı. Yetkililer, tehdit seviyesinin geçmişe kıyasla tamamen değiştiğini ve buna uygun stratejiler geliştirildiğini vurguluyor.
Tahliye Senaryoları ve Dayanıklılık
Plana göre, en kötü senaryolar arasında başkentin büyük bir kısmının tahliye edilmesini gerektirecek durumlar, artan hasta sayıları ve sağlık altyapısının çöküşü gibi olağanüstü koşullar da yer alıyor. Berlin Hastaneler Birliği Genel Müdürü Marc Schreiner, düzenli tatbikatlarla genel acil durumlara hazır olunduğunu ancak hibrit tehditler ve askeri krizler için ekstra önlemlerin gerektiğini söyledi. Schreiner, sağlık sisteminin bu tür özel tehditlere karşı daha dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini belirtti.
Almanya’da Savunma Alarmı
Berlin’de yürütülen bu gizli plan, Almanya genelinde artan savunma reflekslerinin bir örneği olarak değerlendiriliyor. Sadece askeri değil, sivil alanlarda da önlemlerin alınması, olası kriz durumlarında kamu hizmetlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak açısından büyük önem taşıyor. Başkentteki bu hazırlık, Avrupa’nın yeni güvenlik mimarisi içinde Almanya’nın nasıl bir pozisyon almayı hedeflediğini de gözler önüne seriyor.
