VİYANA - SNmedia.at/Cezaevinde tutulan gençler için eğitim ve mesleki gelişim, ileriki yaşamlarında yeniden topluma kazandırılmaları açısından kritik öneme sahip. Ancak bu hedefin gerçekleşebilmesi için yeterli sayıda uzman personele ihtiyaç var. Münnichplatz Cezaevi, 70 genç mahkûm için 60 kolluk görevlisinin yanı sıra, eğitim, psikoterapi ve sosyal hizmet alanlarında çalışan profesyonellerle desteklenecek. Buna rağmen Ombudsman Schwarz, ülke genelinde ciddi bir personel sıkıntısının altını çiziyor.
Elektronik Bileklikli Ev Hapsi: Alternatif Bir Yol
Uzmanlar, cezaevine alternatif olarak elektronik gözetim sistemlerinin yaygınlaştırılmasını öneriyor. Şu anda yalnızca üç genç, Avusturya’da elektronik kelepçeyle ev hapsinde tutuluyor. Innsbruck Üniversitesi’nden kriminolog Walter Hammerschick, bu uygulamanın genişletilmesini savunuyor. Hammerschick’e göre, özellikle İskandinav ülkelerinde uygulanan yapılandırılmış günlük programlar ve sosyal destek hizmetleri, gençlerin rehabilitasyonunda etkili sonuçlar veriyor.
Uluslararası Örnekler: Kapalı Ev Modeli
Salzburg Üniversitesi İnsan Hakları Enstitüsü Müdürü Reinhard Klaushofer, Almanya, İspanya ve Estonya gibi ülkelerde genç suçlular için cezaevi yerine “kapalı ev” modeli uygulandığını belirtiyor. Bu ülkelerde geleneksel ceza infaz sistemleri yerine, gençlerin psikososyal gelişimini destekleyen, daha insancıl rehabilitasyon yöntemleri tercih ediliyor. Klaushofer, Avusturya'nın da bu modeli değerlendirmesi gerektiğini vurguluyor.
Yeni Cezaevinin Maliyeti 4,7 Milyon Avro
Simmering’de inşa edilen Münnichplatz Gençlik Cezaevi'nin toplam maliyeti 4,7 milyon avro. Henüz yenileme süreci tamamlanmayan tesiste, sonbaharda tam kapasiteyle hizmet verilmesi hedefleniyor. Cezaevinde, genç mahkûmlara sadece barınma değil, yeniden topluma kazandırma vizyonuyla kapsamlı bir destek sunulacak.
Geleceğe Dair Tartışmalar Devam Ediyor
Viyana’daki yeni gençlik cezaevi ve tartışılan alternatif modeller, Avusturya’nın ceza adaleti sistemi içinde genç suçlulara yönelik yaklaşımlarında önemli bir dönüm noktasını işaret ediyor. Uzmanlar, gençlerin geleceğini belirleyecek bu sürecin sadece güvenlik değil, insan hakları ve sosyal adalet perspektifinden ele alınması gerektiğini savunuyor.