VİYANA - SNmedia.at/BfV’nin açıklamasına göre, parti göçmen kökenli bireyleri Alman toplumunun eşit üyeleri olarak görmüyor. Özellikle Müslüman ülkelerden gelen kişilere yönelik dışlayıcı söylemleri ve etnik temelli ayrımcılığı, demokratik düzenle çeliştiği gerekçesiyle bu kararın alındığı vurgulandı. AfD’nin toplumda belirli grupları “ikincil konuma” indirmeye çalıştığına dikkat çekildi.
Göçmen karşıtlığıyla yükselen bir siyasi hareket
2013 yılında kurulan AfD, başlangıçta AB karşıtı ve ekonomik muhalif bir duruş sergilese de 2015 mülteci kriziyle birlikte kimlikçi ve göçmen karşıtı bir çizgiye kaydı. İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığı üzerinden yükselen parti, toplumsal huzursuzlukları siyasi güce dönüştürmeyi başardı.
Doğu Almanya’da birinci parti konumunda
AfD, özellikle eski Doğu Almanya eyaletlerinde güçlü bir tabana sahip. Thüringen, Saksonya ve Brandenburg gibi bölgelerde yapılan seçimlerde birinci parti haline gelen AfD, radikal söylemlerini bu bölgelerde daha açık şekilde dile getiriyor.
Gençlik kolları izleniyordu, şimdi tüm parti hedefte
İstihbarat daha önce yalnızca AfD’nin gençlik örgütü ve Thüringen eyalet yapılanmasını izlemeye almıştı. Ancak son kararla birlikte partinin tamamı aşırı sağcı kategorisine alındı. Bu gelişme, teknik takipten, telefon dinlemeye ve faaliyetlerin belgelenmesine kadar birçok yöntemin yasal olarak uygulanabilmesini sağlıyor.
Siyasi geleceği tartışmalı hale gelebilir
Bu sınıflandırma, AfD’nin kamu kurumlarındaki temsil kabiliyetini ve finansman kaynaklarını etkileyebilir. Aynı zamanda ilerleyen dönemde anayasa mahkemesi tarafından kapatılmasına giden yolda yasal süreçlerin başlamasına da neden olabilir. Parti yönetiminden ise bu karara sert eleştirilerin gelmesi bekleniyor.