VİYANA - SNmedia.at/Lider, Pazartesi günü Katar’daki Al Udaid Hava Üssü’ne fırlatılan 19 İran füzesini “ABD’nin yüzüne indirilen tokat” olarak nitelendirdi. Saldırıda can kaybı yaşanmazken, Tahran yönetimi bu hamleyi İsrail’e verilen desteğe misilleme olarak gösterdi.
Gerilimin Kıvılcımı: İsrail’in 13 Haziran Saldırıları
Krizin patlak verdiği 13 Haziran’da İsrail, “Yükselen Aslan Operasyonu” adıyla Tahran’daki nükleer ve askeri hedeflere yaklaşık 200 uçakla saldırdı; üst düzey komutanlar ve nükleer programda görevli bilim insanları öldürüldü. Aynı gün Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, İran’ı denetçilere iş birliği yapmamakla resmen kınadı.
Washington’dan Karışık Mesajlar
İlk saatlerde ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Saldırıda rolümüz yok” açıklaması yaptı. Ancak Başkan Donald Trump kısa süre sonra Truth Social’da “Fordo, Natanz ve İsfahan’daki nükleer tesislere başarılı operasyonlar” gerçekleştirdiklerini duyurarak Tahran’ı “daha acımasız” saldırılarla tehdit etti.
İran’ın Misillemesi ve Ateşkes
Trump’ın paylaşımından bir gün sonra Tahran, Al Udaid Üssü’ne füze yağdırdı. Taraflar, yoğun diplomatik trafik sonunda ABD arabuluculuğunda ateşkese razı oldu. Hamaney’in zafer ilanı, Tahran’ın İsrail’e doğrudan saldırı düzenlediği ilk büyük çatışma sonrası İran kamuoyunda moral kaynağı olarak görülüyor.
Bölgesel Dengeler ve Sonraki Adımlar
İran yönetimi, İsrail üzerindeki baskıyı artırmak için diplomatik ve asimetrik yöntemleri sürdüreceğini ima ederken, Washington gerilimin yeniden tırmanmaması için Körfez’deki üslerini alarma geçirdi. Uzmanlar, ateşkesin kırılgan olduğu ve her iki tarafın da olası provokasyonlara karşı hazırlandığı görüşünde.