YAŞAM

Sakura çiçekleri son bin 200 yıldır bu kadar erken açmadı: İklim değişikliği nedeniyle ekosistemler çökme noktasında

MS 812'YE KADAR TUTULAN KAYITLAR İNCELENDİ Japonya’daki Osaka Eyalet Üniversitesi'nde araştırmacı olan Yasuyuki Aono, tarihi belgeler ve günlüklerden yola çıkarak Kyoto’daki milattan sonra 812 tarihine kadar kutalnan bahar bayramını kayıtlarını topladı. Aono, kiraz çiçeklerinin bin 200 yıldan yıldan daha uzun bir süredir bu yıl ilk kez26 Mart gibi erken bir tarihte açtığını söyledi.

BÖCEKLER BESİN, BİTKİLER TOZLAŞTIRICI BULAMADIĞI İÇİN YOK OLABİLİR Tai, "Bitkiler ve böcekler ve diğer organizmalar arasındaki ilişki, milyonlarca yıl içinde gelişti. Ancak son yüzyılda, iklim değişikliği gerçekten her şeyi mahvediyor ve tüm bu ilişkileri bozuyor.Farklı bitkiler ve böcekler, sıcaklık artışına farklı hızlarda yanıt vererek yaşam döngülerini senkronize olmayan bir şekilde sürdürebilir. Büyümelerini her baharda eşzamanlı olarak bir kez zamanladıkları halde, artık çiçekler böcekler hazır olmadan çiçek açabilir ve bunun tersi de geçerlidir. Yani böcekler yeterli besin kaynağı bulamayabilir, bitkiler ise yeterli tozlayıcı bulamadığı için çoğalamayabilir” dedi.

Tai, çiçeklerin erken açmasını etkileyentemelde iki faktör olduğunu söyledi: kentleşme ve iklim değişikliği. Artan kentleşmeyle birlikte şehirler, ısı adası etkisi olarak adlandırılan kırsal alandan daha sıcak olma eğiliminde. Ancak bölgede ve dünyada artan sıcaklıklara neden olan iklim değişikliği çok daha büyük bir rol oynuyor.

Japonya'da ilkbahar, sakura olarak da bilinen ülkenin meşhur kiraz çiçekleri açtığında geliyor. Halk, bin yıldan fazla bir süredir, fotoğraf çekmek ve dalların altında piknik yapmak için en popüler yerlere akın ederek baharın gelişini kutluyor. Ancak, bu yıl kiraz çiçeği mevsimi oldukça erken başladı ve hızla sona erdi. Ancak, Japonya’daki sakura çiçeklerinin erken açması sadece turistleri ilgilendiren bir mesele değil, uzmanlar bu durumun dünyadaki tüm ekosistemler üzerinde yıkıcı bir etkiye sahip olacağını ve birçok türün hayatta kalmasını tehdit edebileceği konusunda uyardı.

Columbia Üniversiteleri Çevre Sağlığı Bilimleri'nden Dr. Lewis Ziska ise "Küresel sıcaklıklar yükseldikçe, son ilkbahar donları daha erken oluyor ve çiçeklenme daha erken gerçekleşiyor" dedi.

BUZDAĞININ GÖRÜNEN KISMI Diğer taraftan, Hong Kong Çin Üniversitesi'nde yer bilimleri profesörü olan Amos Tai, erken çiçeklenmelerinin, doğal sistemleri ve ülke ekonomilerini istikrarsızlaştırabilecek dünya çapında bir krizin görünen kısmı olduğunu söyledi.

BİRÇOK TÜRÜN HAYATTA KALMASINI TEHDİT EDİYOR Ancak, Japonya’da sakura çiçeklerinin erken açması sadece turistleri ilgilendiren bir mesele değil, uzmanlar bu durumun tüm ekosistemler üzerinde kalıcı bir etkiye sahip olacağını ve birçok türün hayatta kalmasını tehdit edebileceği konusunda uyardı.

Bununla birlikte, sakura çiçeklerinin en yoğun çiçeklenme tarihleri, hava durumu ve yağış gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak her yıl değişiyor, ancak genel olarak tarih boyunca daha gerçekleşme eğilimi gösterdi. Aono'nun verilerine göre Kyoto'da, en yoğun çiçeklenme dönemi yüzyıllar boyunca nisan ortası civarında seyrediyordu, ancak 1800'lü yıllarda nisan başlarına doğru hareket etmeye başladı.

DÜNYANIN SICAKLIĞI ORTALAMA 3,5 DERECE YÜKSELDİ Aono, "Sakura çiçekleri sıcaklığa çok duyarlıdır. Çiçeklenme ve tam çiçeklenme, yalnızca sıcaklığa bağlı olarak daha erken veya geç olabilir. Sıcaklık 1820'lerde düşüktü, ancak bugüne kadar yaklaşık 3,5 santigrat derece yükseldi” diyerek, Sanayi Devrimi ile birlikte yükselen sıcaklıkların önemine vurgu yaptı.

Öte yandan, 2009 yılında Biological Conservation’da yayımlanan bir araştırmaya göre, geçtiğimiz on yılda, bazı bitki ve hayvan popülasyonları, iklim değişikliğinin etkilerinden kaçmak için hem "daha yüksek rakımlara" hem de "daha yüksek enlemlere" kaymaya başladı. Ancak iklim değişikliğinin havayı gittikçe daha öngörülemez hale getirmesiyle ekosistemlerin uyum sağlaması gittikçe zorlaşıyor. Çiçeklenme tarihlerinin eğilimi genellikle daha erken hareket etse de, beklenmedik ve aşırı hava, yıldan yıla hala büyük değişkenlik olduğu anlamına geliyor. Tai, "Ekosistemler bu tür büyük dalgalanmalara alışkın değiller, bu onlara çok fazla stres yaratıyor. Üretkenlik azalabilir ve ekosistemler gelecekte çökebilir" açıklamasını yaptı.