AVUSTURYA

Avusturya’da Yaşlı İstihdamı Tartışması: Prim/Ceza Sistemi Gündemde

Çalışma Odası (AK) ve Avusturya Sendikalar Federasyonu (ÖGB), yaşlı bireylerin istihdamda daha uzun süre kalabilmesini sağlamak amacıyla şirketleri ödüllendiren, reddedenleri ise cezalandıran bir prim/malus (bonus/ceza) sisteminin uygulanmasını önerdi. Demografik değişim ve emeklilik yaşının yükselmesi ışığında, özellikle 60 yaş üstü bireylerin çalışma hayatında kalmasının desteklenmesi gerektiği vurgulandı.

VİYANA - SNmedia.at/AK verilerine göre, Viyana’da en az 20 çalışanı olan 7.400 orta ve büyük ölçekli şirketin yaklaşık yüzde 30’u 60 yaş üstü tek bir kişi bile çalıştırmıyor. 60-64 yaş grubundaki kişilerin işgücündeki payı yalnızca yüzde 5 civarında. Bu yaş grubunda 100.000 yeni kişinin istihdam edilmesi hedefleniyor, ancak mevcut veriler hedefe uzak kalındığını gösteriyor.

Kadınların Durumu Daha Kötü: İşe Katılım Oranı Yüzde 23
2024 yılında 60-64 yaş arasındaki kadınların sadece yüzde 22,8’i, erkeklerin ise yüzde 45,6’sı istihdamdaydı. Kadınlar için emeklilik yaşının kademeli olarak artırılmasıyla birlikte, yaşa uygun ve sürdürülebilir işler yaratılmasına ihtiyaç duyuluyor.

Yalnızca Prim/Ceza Yetmez: Daha Kapsamlı Önlemler Gerekli
AK ve ÖGB sadece prim/ceza sistemini değil, aynı zamanda yaşlı çalışanlar için kota izleme, hedefli teşvikler, iş kaynaklı hastalıkları önleyici yasal tedbirler ve rehabilitasyon hizmetlerinin geliştirilmesini de talep ediyor. Ayrıca ağır yüklerin taşınmasında yasal sınırlamalar ve işsiz yaşlılar için eğitim desteği de gündemde.

Siyasi Tepkiler: Yeşiller Destekliyor, NEOS ve ÖVP Karşı Çıkıyor
Yeşiller, yaşlı istihdamı için prim/ceza sistemini desteklerken, ÖVP ve NEOS temsilcileri öneriye sert tepki gösterdi. Özellikle “ideolojik” ve “bürokratik” olarak nitelendirilen önerinin iş dünyasına ek yük getireceği savunuldu. NEOS, ceza yerine çift taraflı teşvik modelleri öneriyor.

İş Dünyası Uyarıyor: Emeklilik Harcamaları Sürdürülebilir Değil
Sigorta devi UNIQA'nın CEO’su Andreas Brandstetter, daha uzun çalışma yaşamının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Danimarka örneğini göstererek, yaşam beklentisine uyarlanmış otomatik emeklilik sistemlerinin tartışılması gerektiğini belirtti. Emeklilik harcamalarının ülke ekonomisine ağır yük oluşturduğunu vurguladı.