Göçmen ve İslam karşıtı Almanya için Alternatif (AfD) Federal Meclis parti grubunun hükümete yönelttiği soru önergesine verilen yanıtta, bu kişilerden 11'inin Türk vatandaşı, 186'sının Alman vatandaşı ve geri kalanların da başka bir ülkenin vatandaşı olduğu açıklandı. Yabancı pasaportlu radikal İslamcılar arasında ilk sırayı 61 kişiyle Suriyeliler alırken 17 kişinin Irak, 13 kişinin de Rus olduğu belirtildi. Sekiz radikal İslamcı'nın hangi ülkenin vatandaşı olduğunun açıklığa kavuşturulamadığı, ikisininse hiçbir ülkenin vatandaşı olmadığı kaydedildiGüvenlik ve istihbarat çevrelerinden yapılan yorumlarda, terör saldırısı düzenleme potansiyeli taşıyan radikal İslamcı sayısındaki azalmanın nedeni olarak son yıllarda artan izlenme baskısı, çok sayıda radikal İslamcı derneğin yasaklanması, sınırdışı uygulamaları ve radikallikten uzaklaşmaya yönelik çalışmalar belirtiliyor. Almanya son olarak geçen yıl, "İsrail devletinin şiddet yoluyla yok edilmesi çağrıları yaptığı ve varoluşunu sorguladığı" gerekçesiyle Hizbullah örgütünü yasaklamıştı. Berlin Breitscheid Meydanı'nda beş yıl önce düzenlenen terör saldırısından bu yana izlenme baskısının, ev baskınları ve gözaltı kararlarının artmasının radikal İslamcı çevrelerde "ürkütücü bir etki" yarattığı belirtilirken IŞİD ve diğer radikal İslamcı terör örgütlerinin, Suriye ve Irak’ta etkilerini yitirmelerinin de terör eğilimli kişilerin azalmasına neden olduğu ifade ediliyor. Almanya'nın başkenti Berlin'de, Aralık 2016'da Tunus vatandaşı Anis Amri adlı radikal İslamcı terörist, gasp ettiği bir TIR'la bir Noel panayırında dalmış ve 12 kişinin ölümüne neden olmuş, saldırıyı IŞİD üstlenmişti. Güvenlik uzmanları, Almanya’daki terör saldırısı potansiyeline sahip kişilerin sayısında yaşanan düşüşe rağmen, terör riskinin hala devam ettiğini ifade ediyor. Son günlerde yapılan çok sayıda analiz ve yorumda Taleban’ın, Afganistan’da denetimi ele geçirmesinin radikal İslamcı çevrelere yeni bir ivme kazandıracağı ifade edilirken istihbarat çevrelerinin, "yalnız kurt" olarak tanımladığı, internet ortamında kendi kendilerine radikalleşen cihatçıların, Afganistan’daki gelişmelerden heveslenerek bireysel eylemler düzenleyebileceği uyarısı yapılıyor. Ayrıca Selefiler'in sayısının da arttığı belirtiliyor. Federal Anayasayı Koruma Örgütü’nün geçen yıl yayımladığı raporundaki sayılara göre, ülkedeki Selefiler'in sayısı 12 bin 150'yle tüm zamanların en yüksek rakamına ulaştı. İstihbarat yetkilileri, cihatçı Selefiler'in eskiye kıyasla kışkırtıcı eylemlerden kaçınıp, cami ya da bölgeler üstü organizasyonlarda propaganda yapmak yerine daha küçük çevrelerde toplandığını ve özellikle de sanal ortamda gençlere ulaşmaya ağırlık verdiğini vurguluyor.