Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Türkiye-Katar Ortak Askeri Komitesi toplantısı için bulunduğu Doha’da 2 Mart’ta, Katar Genelkurmay Başkanı Ganim bin Şahin el Ganim ile “Katar Askeri Hava Aracı ve Destek Personelinin Türkiye’de Geçici Konuşlanması Konusunda Teknik Düzenleme” imzalamıştı. Kanun teklifinin geçen hafta TBMM Dışişleri Komisyonu’na sunulmasıyla Cumhuriyet gazetesi anlaşmanın ayrıntılarını yazdı.

Buna göre, Katar kendi askeri pilotlarının eğitilmesi amacıyla askeri uçaklarını ve personelini teçhizatlarıyla birlikte Türkiye’ye konuşlandırabilecek. Katar’a ait askeri uçaklar, Türk hava sahasını ve belirlenen üs ve havaalanlarını kullanabilecek. Katar’ın eğitim amacıyla konuşlandırabileceği askeri uçak ve personel sayısını Türkiye belirleyecek, ancak Katar’ın Türkiye’ye konuşlandırabileceği uçak sayısı 36, personel sayısı da 250’yi geçemeyecek.

‘Tehdide karşı daha güçlü olmak için her türlü imkanı sağlamak gerekiyor’

Konu hakkında Sputnik’e değerlendirmelerde bulunan emekli Hava Pilot Korgeneral Erdoğan Karakuş, Yunanistan’ın, Doğu Akdeniz ve Ege’de kendini güvene alabilmek için İsrail’le yaptığı askeri eğitim anlaşmasını örnek vererek şunları kaydetti:

“Türkiye de dost ülkelerle anlaşmalar yapıyor. Ne kadar iyi ilişkileriniz olan devletler varsa onlar sizin arkanızda oluyor ve sizin karşı karşıya bulunduğunuz tehlikelere karşı korumanızı artırıyor. Tehdide karşı daha güçlü olmak için her türlü imkânı sağlamak gerekiyor. Konya’daki elektronik harp ve atış sahamız, Çiğli’deki pilot eğitim üssümüz, bizim önemli kuvvetlerimiz. Dünyada elektronik harp ve atışında dünyada bir numaralı ABD’dir, diğeri İsrail’dir ve biri de Konya’da. Bu imkânımızdan yararlanmak isteyen Katar gibi dost ülkelere de açıyoruz.”

Karakuş ayrıca “F-16’sı olan birçok Körfez ülkesi pilot eğitimini Türkiye’de yaptırdı. Bir pilot, elektronik harp ve atış sahasında eğitilmezse çok kolay av olur. Bütün hava savunma sistemlerine karşı kendisini yetiştiriyor. Aynı zamanda kırmızı kuvvet karşısına çıkarılıyor ve mücadele veriyor” diye de ekledi.

Güvenlik açığı yaratır mı?

Edinilen bilgilere göre; Katar’a ait askeri uçakların tüm faaliyeti, Türk makamların ön onayına tabi olacak. Katar’ın Türk hava sahasındaki tüm ulaştırma uçağı uçuşlarında kokpitte bulunacak Türk gözlemci pilot, gerekli durumda uçağın rotasını değiştirmeye yetkili olacak. Katar’a ait muharip jet uçaklarının Türk hava sahasında icra edeceği eğitim uçuşlarına ise Türk Hava Kuvvetleri’ne ait uçaklar eşlik edecek. Katar uçaklarında bulunan görüntü, keşif ve istihbarata yönelik elektronik teçhizat ve sensörler, Türkiye izin vermediği sürece Türk hava sahasında kapalı konumda olacak.

Bu alınan güvenlik tedbirlerini de yorumlayan Karakuş, “Birçok konu eğitimle ilgili. Bu önlemler eğitimde uçakların çarpışmaması, trafik aksaklığı yapmaması için. Bunu sadece güvenlik ve istihbarat açısından görmemek gerek. Uçuş güvenliğinin sağlanması için bunlar yapılıyor” dedi.

Türkiye, desteğe ihtiyaç duyması durumunda Katar’ın envanterindeki askeri ulaştırma uçaklarını kendi askeri ekipmanlarını, mühimmatını ve personelini Türkiye içine ya da dışına taşımak için kullanabilecek.

Peki, Türkiye’nin buna ihtiyacı var mı? Erdoğan Karakuş bu konuda, “Bazı zamanlarda o uçaklar hiç görev yapmayacak. Bu durumlarda Türkiye’nin de bu uçaklardan yararlanması söz konusu olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: Sputnik